İstanbul’un yükünü onlar çekiyor
İstanbul’da kaybolmaya yüz tutan mesleklerden biri olan hamallığı, mesleğin son temsilcileri ile konuştuk.
Onlar İstanbul’un son hamalları. Gelişen teknoloji ile birlikte sayıları azalsa da hala hayatın ağır yükünü çekerken şahit oluyoruz onlara.
İstanbul’da, tarihi Yarımada denilince ilk akla gelen figürlerdendir hamallar. İstanbul’un hamalları, sırtlarında semerleri, yüzlerce kilogram yükü taşıyan, yazın sıcağına kışın soğuğuna aldırmadan tarihi Yarımada’nın sokaklarında geçimlerini sağlamak için çalışıyor.
Hamallığa kimisi baba mesleği olarak başlamış, kimi iflas ettiği ve başka şansı olmadığı için. Ancak hepsinin ortak görüşü hamallığın zor bir meslek olduğu ve yeni nesillerin bu işe asla rağbet göstermediği.
Tüccarların büyük bölümünün AVM gibi büyük iş yerlerine taşınmasıyla, hem hamallığın sonunu hazırlıyor, hem de onları siftah bile yapmadan eve dönmek zorunda bırakıyor.
Yaş ortalaması 15 ve 60 yaş arasında
Genç işi gibi görünse de günümüz hamallarının yaş ortalaması 15 ve 60 yaş arasında. Taşıdığı ağır yükler nedeniyle boyun ve bel fıtığı olanı da var, yaptığı işin verdiği hareket sayesinde aşırı kilolarından kurtulup sağlık bulan da.
Hamalların içinde 6-7 kilo saman olan semerlerle taşıdıkları yük bazen 150, hatta 200 kilograma kadar çıkıyor. En hafif yük ise 35-40 kilogram arasında değişiyor.
Teknoloji, semerler dışında yeni araçlar da edinmelerini sağlamış hamalların. Demirden yapılan bu el arabalarına kendi aralarında “maşin” ve “Mercedes” gibi esprili adlar takmışlar.
Tarihin tozlu sayfalarında yerini alan, unutulmuş mesleklere aday gösterilen hamallığı bir de onlardan, İstanbul’un son hamallarından dinledik.
Ağırlığının iki katı yük taşıyorlar
Urfa’dan İstanbul’a gelen ağırlığının iki katı yük taşıyan 14 kardeşli ailenin 6. çocuğu olan Seyithan Sever yaşıtlarının aksine hayatla erken tanışmış. Kazandığı parayla ailesine bakan Seyithan, yıllardır hamallık yapıyor. Yılda bir yada iki kere ailesini ziyaret edebiliyor ancak. 4 kardeşiyle birlikte hamallık yapıp geçimlerini sağlıyorlar. Seyithan yıllardır hamallık yaptığını ifade ederek, “Zamanında okumadık, bir meslek edinemedik. Sonunda hamal olduk. Ben, okumadığım için çok pişmanım.” görüşünü dile getirdi.
Keşke okusaydım
Urfalı Seyithan’ın yeğeni olan Harun Ayaz’ın da durumu pek farklı değil. 19 yaşında olan Harun, başka çaresi olmadığı için bu işi yaptığını ve 8 kardeş olduğunu belirtiyor. Harun okul okuyamadığı için: “Pişmanım keşke okusaydım.” diyor.
Eskiden ev alınıyormuş
Eskiden bu işi yaparak insanlar ev ve araba alırken şimdi karınlarını zor doyurduklarını belirten hamallar, gün oluyor 10 lira, gün oluyor 20 lira, gün oluyor 100 lira kazanıyor. Hiç siftah yapmadan gittikleri günlerde oluyor.
İstanbulajansı