DOĞU CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK!

1
2008

Hafta sonu kütüphanemi düzenlerken, tek tek dokundum kitaplarıma Az gelişmişlik Sürecinde Türkiye, Türkiye’de Toprak Meselesi, Düşünce Tarihi, Savaş ve Barış…

Bizim kuşağın amacı çok okumak, aydın olmak, bilgili olmaktı. Hedefi ise ülkemiz için, halkımız için insanlık için yararlı olmak. Daha kendimizi kurtaramamışken ülkemizi kurtarmaya çalışıyorduk. Kimimiz yok olup giderken, kimimiz hayata tutunmayı başardı ama bedeli çok ağır oldu.  Ne değişti? Dönüp dolaşıp bize yazılan senaryolarda yine ve yeniden oynuyoruz. Ülkemiz yine bir açmazda,  yine iç savaş yaratılmaya çalışılıyor. Hergün yeni şehit haberleri alınıyor içimiz acıyarak. Bu konuya en çok kafayı yoranlar, yüreği sızlayanlar eminim geçmiş dönemde bu acıları yaşayan kuşak. İster sağ, ister sol isterse merkezde yer alsınlar.( ki Türk Siyasi hayatına merkez kavramı 12 Eylül sonrası Turgut Özal ile girdi.)

Beni üzen,  her on yılda bir ihtilalle genç demokrasisi sekteye uğrayan, sağcıların faşist, solcuların kominist diye birbirlerinin canına kıydırıldıkları dönemlerden ders almamış olmamız. Oysa herkesin ortak kaygısı aynıydı VATAN…

Bizi birbirimize kırdıran, hapislerde çürüten, faili meçhul cinayetlere neden olan, Türk aydınını yok eden,  birimizin diğerinden daha çok vatanı sevmesi değildi,  EMPERYALİZM  di. 12 Eylül Darbesi için  CIA ajanı  “bizim çocuklar başardı’’ demedi mi? Evren ve Generalleri’nin kurduğu Askeri Mahkemelerde alınan hükümlerle gençler asılmadı mı? Hatta Evren’in kendisi itiraf etti bir sağdan, bir soldan astık.

Darbe sonrasında düzenlenen1982 anayasasıyla temel hak ve özgürlükler yok edildi. Necmettin Erbakan bizzat Kenan Evren tarafından yurtdışından çağrıldı. Devlet eliyle sağ ve solu yok etmek üzere Toplumsal örgütlenme resmen dincilere teslim edildi. Adam Smith ‘in ‘’Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’’ sözü gibi ülke ekonomisini Serbest Pazara dönüştürüldü.

Bunu hala anlamayanlar çok! Hala beyinlerini doldurmadan, ağızlarını boş sloganlarla dolduranlar var.

Hani çocukluğumuzda ‘’Değiş Tonton ‘’ diye bir çizgi film vardı, değiş tonton derdin, hemen şekli değişirdi  Emperyalizm’ de böyledir. Döneme göre şekil alır, destekledikleri değişir ama amacı hep aynıdır. Böl, Parçala, Yönet, Sömür.  Son 13 yılda da bunu Erdoğan, Gülen cemaati, PKK onun uzantısı onlarca kez adı değişen ama tek bir hedefi olan HDP, İŞİD aracılığıyla gerçekleştirmeye başladı….

Bir zamanlar Obama ve Erdoğan neredeyse her gün konuşuyorlardı, Erdoğan bir anda Dünya Liderleri arasına girdi, Time Dergisine kapak oldu, basın günlerce yazdı, İsrail Cumhurbaşkanına  ‘’One minute’’ bile dedi. Erdoğan şimdi diyor ya bizi kandırdılar diye doğru söylüyor. İngilizler ve Amerikalılar onu  BOP ile kandırdılar, Gurur ve Kibir gözlerini öylesine kapatmıştı ki gerçekleri göremedi. Kendisini  Ortadoğu’da bölgesel Lider olarak gördü.  Suriye ye karşı ülkemizi kullandırdı, hem de ülkeyi yok etme pahasına. Sınırları açarak mültecileri, El kaide örgütü üyelerini ülke topraklarına soktu, ekonomik kaynaklarımızı kullandı.   Güney bölgelerimiz, İskenderun, Adana tamamen CIA ve El Kaide örgütlerine teslim edilmiş durumda. CIA ajanları bölgede cirit atıyorlar, eylemlerini İncirlik Üssü üzerinden Suriye’den gelen teröristlere yaptırıyorlar.

PKK  kim peki?

Barış süreci adı altında güçlendirilmeye çalışılmadı mı? CIA İran’a karşı PKK’yı kullanmadı mı? Yakın tarihi hatırlayın, Fransa eski Cumhurbaşkanının eşi Danielle Mitterand PKK’nın ‘’koruyucu annesi’’ değil miydi? İsrail Dışişleri Bakanı Mavi Marmara olayından sonra açıkça Türkiye’yi cezalandırmak için PKK’yı destekleyeceğini söylemedi mi? Natonun Yunanistan aracılığıyla PKK’yı desteklediği söylenmiyor mu?

Tarih borunca İngiliz ve Amerikalılarla müttefik olmak Türkiye’ye hep zarar verdi. Şimdi de Modern Türkiye yok edilmeye çalışılıyor, Ortadoğu da kan dinmiyor. Bitmedi Rusya’dan da yakın zamanda bir hareket gelebilir Putin sinyallerini yavaş yavaş veriyor.

Bu arada seçimlere kadar Barış süreci adı altında yol arkadaşlığı yapan ‘’can ciğer kuzu sarması’’ olan Erdoğan ve Selo 7 Haziran seçimlerinden sonra birden düşman oldular.  Üstüne üstlük Selo Nato devreye girmeli, Türk Hükümetinin PKK ile eşit koşullarda masaya oturması için baskı yapmalıdır diyebiliyor.  Hatta Barış Güvercini ya dün Barış için gerekirse Seçimlere bile girmem diyor. Acaba niye…?

Akıllı adam. Arkalarında Dünyanın desteği var, Güneydoğu ve Doğuda seçimlerde tulum çıkardı. Ne diyorlar-Siyasi irade deyip saygı duyulması gerekiyor,

Şu bilinsin ki,  ne Selonun, ne medya işbirlikçilerinin, ne sözde aydın  akademisyenlerin, ne Amerika’nın, ne İngiltere’nin ne de Almanya ve Fransa’nın umurunda  Kürt Halkı.

Uyumayın artık uyanın… Barış her şeyden daha değerlidir. Bu ülke de ne oluyorsa fakir fukaraya oluyor. Ezilen hep yoksul, ölen hep yoksul çocuğu. İster Türk, ister Kürt olsun. Tıpkı  yerde serili yataktan ibaret odasında yaşamını sürdürmeye çalışan, 26 günlük polisken şehit edilen Hüseyin Parça gibi.

 

1 COMMENT

  1. Yine çok güzel yazmışsınız, elinize emeğinize sağlık. Barış dolu günlere inşallah…

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.