Kılıçdaroğlu: Eren Erdem’i size yedirmeyiz

0
1158
Image processed by CodeCarvings Piczard ### FREE Community Edition ### on 2015-12-22 12:40:14Z | http://piczard.com | http://codecarvings.com

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu AK Parti hükümetini sert bir şekilde eleştirirken, CHP’li Eren Erdem’e sahip çıktı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’e sahip çıkarak, “Hükümet bir çıkış arıyor. Bir vekil arkadaşımıza acımasızca saldırdılar. Türkiye üzerinden kimyasal silahlar gönderildi diye Eren Erdem düşman ilan edildi. Herkes konuşuyor. Hiçbir milletvekilini kimseye yedirmeyiz. Bizim milletvekillerimiz ağızlarından çıkanlarını bilirler, bilgi, belgeyle konuşurlar. Yavuz hırsız misali. Batmış, bir yerlere saldırıp çıkmaya çalışıyorlar. Çıkamazsın, çıkacak aklın da, bilgin de, erdemin de yok” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

“ERDEM VE AHLAK KAVRAMININ İÇİNİ BOŞALTTILAR”

Doğru haber yazan gazeteci hapiste olmaz. Erdem bilgi demektir. O bilgiyi ahlaki temelde kullanırsanız bilgi olur. Ahlak hepimizin üzerinde titrediği kavram. Hepimiz savunuyoruz. Bütün inançların ortak temelidir. Bir milletvekili, bir gazeteye iki kez baskın yaptı. Bir güruhu toplayıp Hürriyet gazetesini bastı. Bir AKP milletvekili vardı başında. Boynukalın. Ne kadar kalın bilmiyoruz. Bu arkadaşımızın geçen gün bakan yardımcısı olarak atandı. Erdem, ahlak, doğruluk diyeceksiniz, medya özgürlüğümüz kırmızı çizgimiz diyeceksiniz, kalkacaksınız medyayı tehdit eden Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bakan yardımcısı olarak atayacaksınız. Hangi erdemden bahsediyorsunuz. Erdem ve ahlak kavramının içini boşalttılar. Boynukalın’a nasıl görev verilecek, elinde sopayla cam çerçeve indir. Erdemden ve ahlaktan bahseden Sayın Davutoğlu, Boynukalın’a şükranlarını sunuyor. Böyle bir tablo yaşıyoruz. Türkiye’nin bu tablodan çıkması lazım. Erdem, ahlak diyeceksin; erdem ve ahlaktan nasbini alamamış bir kişiyi bakan yardımcısı yapacaksın, doğru değil.

SURİYE BENZETMESİ

Doğu, güneydoğudaki manzaralara Suriye’yi hatırlatıyor bize. Teröre karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunun hukuk içinde yapılması lazım. İller ve ilçeler silah deposuna dönüştürülürken bu ülkenin başındak kim vardı? 2002’de 0 sorunla aldığınız güneydoğuda ve doğuda neler oluyor? İlçe başkanlarımızla görüştük. Bir ilçe başkanımız gözyaşlarını tutamadı. Kızını okula gönderemiyor. Bu tabloyu Türkiye’nin önüne koyanlar kimler? Çözüm süreci diyen, PKK bizi kandırdı diyenler kimler? Bedel ödeyenler kim güvenlik görevlilerimiz. Kahramanlar kim silah deposuna dönüştürenler. Bunun hesabının sorulması gerek. Bölgedeki vatandaş perişan halde. Durumu iyi olanlar bölgeden kaçıyor. Fabrikalar kapanıyor. Yatırımlar durdu.

GÖÇ-DER diye bir dernek var. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen il ve ilçelerden 200 bin kişi göç etti. Kars’tan gelip Sur’da iş yapan bir kişi her şeyini kaybetmiş. Yazık günah değil mi? Türkiye bu hale nasıl geldi? Sevgili vatandaşım sen hiç düşünmeyecek misin? 14 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, bu vebali kim çekecek? Bu soruyu vicdanına sor.

Bir KOBİ’nin aktardıkları: “30 yıllık esnafım. Bu zamana kadar yalancı olmadık, bundan sonra olacağız. Borçlarımızı ödeyemez durumdayız. Sorunlarımızı aktarmak istedik ama bizle görüşmüyorlar.” Niye görüşsünler, siz onların gözünde vatandaş değilsiniz ki? “Şimdiye kadar düzgün ticaret yapıyorduk. Şimdi çaresisiz. Sur içi Türkiye’nin kalbi, bölgenin beynidir. Buradan Türkiye’ye etek üreten tek firmayız. Tüm bölgelere etek üretiyoruz. Çamaşır üretiyoruz. 30-40 bin liralık kaybımızı değil, haysiyetimizi düşünüyoruz. Bugüne kadar kimseye borçlanmadık, şimdi borçlarımızı düşünüyoruz. Kimsenin ekonomik anlamda sıkıntısı yok, sıkıntı içinde olan biziz.” Siz Kırklar Meclisi kurdunuz randevu istediniz, onlar vermedi. Sizin bize oy vermediğinizi biliyoruz, ama biz sizin ayağınıza heyet gönderdik. Kendisi sorun olan bir siyasal iktidar ülkenin sorunlarını çözemez.

Sur Platformu valiliğe dilekçe veriyor. “Vergi dairelerine borcumuzu ödeyemiyoruz. Bankalara borçlarımızı ödeyemiyoruz bari sicilimiz bozulmasın. Kiralarımızı ödeyemiyoruz. Bizim sorunlarımızı çözün” diyorlar. Biz bu ülkenin huzuru için çaba harcayan bir partiyiz. Biz büyük laflar edip, çark eden parti değiliz. Ne söylüyorsak kapı gibi arkasında duran partiyiz. Bölgenin, Türkiye’nin sorunlarını bilen partiyiz. 78 milyon vatandaşıma söylüyorum, hangi sorunun çözümünü merak ediyorsan bana yaz. Cevap vereceğiz.

“AKP’NİN DIŞ POLİTİKASINI BİLEN VAR MI?”

Dış politika tam bir fiyasko. Gençlere bir soru sordum, “AKP’nin dış politikası nedir?” dedim. Vardı, komşularla sıfır sorundu. Evet şimdi komşumuz kalmadı. Hata üstüne hata yapıyoruz. Musul’a asker gönderdik, sanki Trabzon’a asker gönderdik. İzin aldın mı? Almadın, neden “Biz büyük ülkeyiz.” 4 Aralık’ta kahraman gibi geziyorlar, bir gün sonra Irak Başbakanı çekilmenizi istiyor. 6 Aralık’ta Türkiye’ye 48 saat süre tanıyoruz diyor. Türkiye ültimatom alacak bir ülke midir? Hangi bilgi, birikimle bunu yapıorsunuz. 7 Aralık’ta Dışişleri Bakanı “Davet üzerine gittik” diyor. 10 Aralık, durum kritik, müsteşarları Irak’a gönderiyorlar. Davutoğlu yine açıklama yapıyor “Geri çekilmek söz konusu değil.” 11 Aralık bu sefer abisi Erdoğan konuşuyor, “Davete icabet ettik.” 14 Aralık birliklerin bir kısmı tıpış tıpış geri çekildi. 15 Aralık Numan Kurtulmuş “Geri çekilmedik” diyor. 16 Aralık ABD “Tüm güçlerinizi geri çekin” diyor. Bizimkiler esas duruşta. 19 Aralık, Davutoğlu DEİK’te konuşuyor “Askeri varlığımız sürecek” diyor. Şu hikmete bakın yine cumartesi günü Dışişleri Bakanlığı “Geri çekileceğiz” diyor. Bunlar devlet mi yönetiyor? Bakkal bile daha iyi yönetir. Bakkallara haksızlık gibi düşünülmesin. Sen bunlardan daha iyi düşünüyorsun demek istiyorum. Bunlar sanıyorlar ki bir yalan atarız, millet yutar. Sanıyorlar ki diğer ülkeler de bunu yutar. Diğer ülkeler bunu yutmuyor. Sen Türkiye’nin onuruyla oynadın. Sen Türkiye’yi şamaroğlanına çevirdin. Ne yaptığının farkında mısın? Oradaki sıradan kabile reisi bile Türkiye’yi tehdit etmeye başladı. Bütün birikimleri çöp setine atıyorsun.

Şimdi havuz medyası yazıyor, niye bizim askerlerimizi kabul etmiyorlar. Sor kendine, senin dış politikan yüzünden bu hale geldi. Senin yanlış politikaların Türkiye’yi bu noktaya getirdi. İtibarı sıfırlanan bir Türkiye var. Nasıl düzelteceğiz bunu, düzeltmek zorundayız.

“PUTİN AÇIKÇA TÜRKİYE’Yİ TEHDİT EDİYOR”

Suriye olayı gittikçe karışıyor. Putin, açıkça Türkiye’yi tehdit etti. En sert cevabı veren liderlerden biriyim. “Türk uçakları isterse şimdi uçsun” dedi, açıkça tehdit. Türkiye’yi bu hale kim getirdi? İktidardaki partinin adı nedir? Durup dururken neden tüm komşuları Türkiye’nin başına bela haline getirdin, gıkın bile çıkmıyor. Biz hiçbir tehdit ve şantaja boyun eğecek ülke değiliz, bunu Putin’in de bilmesi lazım. BMGK’de Suriye için karar aldılar. Bizim daha önce AKP’ye dediğimiz kararlar. Demek ki doğruları kim söylüyor, kim dillendiriyor, Türkiye’nin vicdanına teslim ediyorum.

“9 VATANDAŞIMIZIN KANI ELLERİNİZE BULAŞIR”

Şimdi yeni arayışa girdiler. İsrail’i vatanhaini ilan etmişlerdi. Şimdi gizli kapaklı görüşüyorlardı, şimdi itiraf ettiler. Mavi Marmara olayını hatılıyorsunuz. Bizim gemimizi vurdular, 9 vatandaşımızı katlettiler. Korsan bir devletin yapabileceğini yaptılar. Türkiye haklı tepki gösterdi. Özür, tazminat, ablukanın kalmasını bekliyoruz dediler. Şimdi medyaya yansıyan haberler üzerinden yorum yapmak istemiyorum ama Gazze ablukası kalkmadan bir anlaşma imzalarsanız, 9 vatandaşımızın kanı o imzaları atanların ellerine bulaşmıştır demek. Filistin davası milli bir davadır. Türkiye’den giden devrimci kardeşlerimizin mezarı var.

Koskoca Türkiye gitti, Suudi Arabistan’ın kuyruğuna takıldı. Koskoca Türkiye ordusunu oraya teslim edecekler. Teröre destek, silah, para veren bir ülke terörle mücadele edecekmiş. Nasıl bir anlayış. Üstelik Türkiye NATO üyesi. Ortadoğu batağına saplanmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Suriye’de Rusya, Esad, Batılılar kazandı, Türkiye oradaki Türkmenler kaybetti. Bunun hesabını kim verecek? 78 milyon vatandaşımın düşünmesi lazım.

“EREN ERDEM’İ YEDİRMEYİZ”

Hükümet bir çıkış arıyor. Bir vekil arkadaşımıza acımasızca saldırdılar. Türkiye üzerinden kimyasal silahlar gönderildi diye Eren Erdem düşman ilan edildi. Herkes konuşuyor. Hiçbir milletvekilini kimseye yedirmeyiz. Bizim milletvekillerimiz ağızlarından çıkanlarını bilirler, bilgi, belgeyle konuşurlar. Yavuz hırsız misali. Batmış, bir yerlere saldırıp çıkmaya çalışıyorlar. Çıkamazsın, çıkacak aklın da, bilgin de, erdemin de yok.

28 Şubat 2013’te bir operayon yapılıyor. Kişiler bulunuyor, ifadeleri alınıyor, telefon kayıtları alınıyor. Bunların başında Haytan Kasap var. El Kaide üyeliğiyle bilinen bir isim. Olaylar soruşturuluyor ve Adana Cumhuriyet Savcılığı 190 sayfalık iddianamesini hazırlıyor. İddianamesinden sonra Sayın Erdem olayı araştırıyor basın toplantısında, kimyasal ürünlerin gönderildiğini söylüyor. 10 Aralık 2015 TBMM Genel Kurulu’nda daha sert söylemlerle bunu tekrar gündeme getiriyor ve Davutoğlu’na soru önergesi veriyor, hala cevaplanmış değil, nasıl cevaplayacaklar?

KILIÇDAROĞLU İDDİANAMEYİ OKUDU

“İddianameyi düzenleyen cemaat savcısıymış.” Adam görevinin başında. Böyle bir şey yok. İddianameyi okuyorum:

“Bahsi geçen diğer maddeler uygun koşullar altında birleştirildiğinde sarin gazı oluşması muhtemeldir.”

Bu mütalaanın yanı sıra yapılan araştırmalarda 15 tonluk kimyasal silahın halkın yüzde 50’sini öldüreceği öngörülüyor.”

Bunu bulan milletvekili sizin kirli işlerini görmemek için ağzına bant mı çeksin. Üstelik bu Kasap’ı serbest bıraktılar, nereye gittiği belli değil. 190 sayfalık iddianameyi kim isterse e-posta olarak gönderebiliriz. Arkadaşımız hiçbir şekilde Türkiye’yi suçlamıyor. “Batı neden Türkiye üzerinden gönderiyor. Neden yakalamadın” diyor. Doğru söylüyor, daha ne desin? Linç kampanyası uyguluyorlar.

Sayın Davutoğlu polemik konusu yapıyor. Normaldir. Yapılması gereken, derhal, yaptığı konuşmalar, soru önergesi incelenir ve başbakana bilgi verilir. Ama böyle bir şey yapılmadığı belli. Amaçları bunları gizlemek. Bir diktatör bozuntusunun bu işlere burnunu sokmasını anlayamıyorum. Sen 550 milletvekili önünde namusun ve şerefin üzerine tarafsız davranacağın için temin ettin. Erdoğan’a soruyorum, bu namus ve şeref nerede pazarlanıyor? Bir ülkenin cumhurbaşkanı namusu ve şerefine sahip çıkmazsa kim sahip çıkacak? Ben sana namus ve şerefi öğreteceğim.

http://www.haberturk.com/gundem/haber/1170537-chp-lideri-kilicdaroglundan-aciklamalar

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.