Günümüz dünyasında ilişkilerin zayıflaması ve bunun neticesinde ortaya çıkan yalnızlık duygusu, kişilerde alışveriş bağımlılığının oluşmasına neden olabiliyor. En az alkol, uyuşturucu bağımlılığı kadar yıkıcı psikolojik etkileri olabilen alışveriş bağımlılığını hafife almamak gerekiyor…
SİZ DE BUNLARA BENZER CÜMLELER KURUYORSANIZ DİKKAT!
Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Adnan Çoban, bugünlerde çağımızın popüler hastalıklarından biri haline gelen ve her geçen gün daha fazla duymaya başladığımız “Alışveriş Bağımlılığı” konusunu sizler için anlattı.
“Hocam pazara bir torbayla gidiyorum, beş torbayla dönüyorum.”
“Elimde değil içimden bir ses “al onu” diyor.”
“Evim hiç ihtiyacım olmayan şeylerle doldu taştı.”
“Dolabımda giymediğim elbiselerle bir mağaza açabilirim.”
“Hocam ne aldığım önemli değil, kırık bir iğne de olsa almak istiyorum.”
“Çok pişman oluyorum ama elimde değil alıyorum.”
“Benim için önemli olan ucuz pahalı olması değil, o eşyanın alınmış olması.”
“Çok harcadığımdan eşimle aram bozuldu, boşanma noktasına geldim.”
“Kredi kartımda limit kalmayıncaya kadar harcıyorum hocam.”
“İnternetten indirim mailleri gelince kendimi durduramıyorum, sanki para kazanacakmışım gibi oluyorum hemen satın alıyorum.”
Bu tür yakınmalarınız varsa alışveriş bağımlılığı ya da alışveriş problemi açısından dikkat etmeniz gerekir. Çünkü alışveriş de bir bağımlılık unsuruna dönüşebiliyor ve “Oniyomani” adını verdiğimiz alışveriş bağımlılığı belirebiliyor.
Alışveriş bağımlılığını kısaca kişinin ihtiyacı olmadığı halde dürtüsel bir şekilde alışveriş yapmasıyla karakterize bir bozukluk olarak tanımlayabiliriz. Toplumda yüzde 2 ilâ 8 oranında görülür. Tam bağımlılık olmasa da bağımlılığa yakın düzeyde alışveriş sorunu yaşayan insan sayısı çok daha fazladır. Sadece kadınlarda değil, erkelerde de görülür. Erkekler daha çok cep telefonu, elektronik eşyaları, otomobil parçalarını tercih ederler, kadınlar da takı, giysi, parfüm, ev eşyalarını.
Alışveriş bağımlılığı olan bireyler alışveriş merkezlerine veya benzer yerlere gittiklerinde gördükleri şeyleri ihtiyaçları olmadığı halde para harcamaya ve alışverişe zorlayan bir dürtüden bahsederler. Bu dürtünün etkisiyle kişi bir alışveriş eşyası gördüğünde büyük sıkıntı ve bunaltı yaşar ve bu sıkıntı o eşyayı alana kadar devam eder. Eşyayı aldıktan sonra bir müddet rahatlamış ve mutlu hisseder ancak kısa bir süre sonra büyük bir pişmanlık, suçluluk ve mutsuzluk yaşar. Bu durum sürekli tekerrür eder ve kişi bir kısır döngüye girerek alışveriş bağımlısı olur.
Alışveriş bağımlılığı olan kişilerde beynin dürtü kontrolünden sorumlu ön bölgesinin işleyişinde bir bozukluk söz konusu olmaktadır. Bu bozukluk ya uzun süren stresten kaynaklanan bir kimyasal bozulmaya ya da yaşanmış olan travmaların sebep olduğu elektrokimyasal blokaja bağlanmaktadır.
YALNIZLIK DUYGUSU TETİKLEYEBİLİYOR
Bunların dışında günümüz dünyasında ilişkilerin zayıflaması ve bunun neticesinde ortaya çıkan yalnızlık duygusu da sorumlu tutulmaktadır. Kişiler insani değerlerin birer birer kaybolması sonrasında tatmin edilemez bir boşluğa düşmekte ve bunu alışveriş yaparak gidermeye çalışmaktadır.
Çocukluğunda büyük yokluk çekmiş, sevdiği birinden ayrılma veya aile bireylerinden birini kaybetme gibi travmalara maruz kalmış kişilerde ortaya çıkan değersizlik, güçsüzlük, yetersizlik, çaresizlik, eksiklik, engellenmişlik, eziklik düşüncelerinin de alışveriş bağımlılığında rolü olduğu kabul edilmektedir. Kişiler ruhsal dünyalarında oluşan boşluğu adeta alışveriş yaparak doldurma eğilimine girmektedirler.
Alışveriş bağımlılarının zihinleri sürekli para harcama düşünceleriyle meşguldür. Her şeyi alışveriş yapmak için bir bahane addeder. Bir şeye kızsa, kaygılansa, üzülse ya da tam tersi keyiflense, mutlu olsa elinde olmadan bir şeyler alma ihtiyacı içinde girer.
Alışveriş bağımlılığı ilk zamanlarda çok küçük harcamalara sebep olurken sonraları yüksek meblağlara ulaşabilmektedir. Kişi kredi kartı limitlerini tüketir, parası olmadığında borç alır ve kazandığının çok üstünde alışveriş yapmaya başlar. İşte bu aşamada aile bireylerinin durumu fark etmeleri söz konusu olur ve bunun yarattığı sorunlar gündeme gelir. Eşiyle veya aile bireyleriyle para ve harcama yüzünden şiddetli tartışmalar ve çatışmalar ortaya çıkar. Kişi bu tartışmalardan kaçmak için yalan söylemeye başlar.
ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİ?
Alışveriş bağımlılığını tıpkı alkol, madde bağımlılıklarını tedavi eder gibi tedavi etmek gerekir. Çünkü onlar kadar ciddi ve onlar kadar yıkıcı etkileri olan bir bozukluktur. Tedavide dürtü kontrolünü sağlayacak ilaç tedavileri sıklıkla tavsiye edilmektedir. Hele alışveriş bağımlılığının şiddetini artıran depresyon, kaygı, takıntı gibi bir durum söz konusu ise mutlaka ilaç desteği verilmelidir.
Ayrıca verilecek psikoterapi desteğinde öncelikle bağımlılığa sebep olan olumsuz düşüncelerin kaynağı olan travmaları tespit edip çözmek ve beyindeki etkilerini nötralize etmek gerekir. Bunun için EMDR Terapisi son derece etkilidir. Bunun akabinde kişinin dürtü kontrolüyle ilgili beyin bölgelerini rehabilite etme, kendilik algısını güçlendirmek ve almayı durdurma davranışını pekiştirme çalışmaları yapılmalıdır. Alışveriş bağımlılığını gülüp geçilecek bir bozukluk olarak görmemeli, çok ciddi sonuçları olduğunu bilmek tabi ki tedavinin en önemli unsurudur. Bu bilinçle girişilen tedavilerden büyük oranda sonuç alınabilmektedir.
Şu sorulara verilen cevaplarınız çoğunlukla evetse, alışveriş bağımlılığı açısından dikkat etmelisiniz!
– Kötü olduğunuz zamanlarda durdurulamaz bir para harcama isteği oluyor mu?
– Kolunuzu kaldıramayacak kadar yorgunken bile alışveriş yapmayı düşünüyor musunuz?
– Alışverişleriniz yakınlarınızda kızgınlığa ve kaygıya yol açıyor mu?
– İhtiyacınız olmayan şeyleri alıyor musunuz?
– Alışverişten sonra aşırı pişmanlık ve suçluluk hissediyor musunuz?
– Arada sanki alışveriş yapmak zorundaymışsınız gibi geliyor mu?
– Alışveriş merkezlerine gittiğinizde harcamanızı durduramadığınız oluyor mu?
– Evdeki hesabınız sıklıkla çarşıya uymuyor mu? Yani hesapladığınızdan çok daha fazla mı harcıyorsunuz?
– Kredi kartı borçlarınızın olmasına, limitinizin tükenmesine ya da alım gücünüz olmamasına rağmen alıyor musunuz?