Haziran’da İnebolu’da olmak

0
1956

 
9 Haziran 1921 Perşembe sabahı, İnebolu’lular Bayram namazını kılmış, kürsüde vaaz eden Müftü Ahmet Hamdi Efendi’yi dinliyorlar: Müftü Efendi iskeleye gelen silah ve cephanelerin çabucak boşaltılmasının, taşınmasının sevabından bahsediyor. Yahya Paşa Camisinin emektar kayyımı Ahmet Efendi çarşıda, mahalle aralarında “Ey ahali, cephane yüklü gemi geldi ! Yalıya buyrun heyy !” diye bağırmakta.
Kahraman İnebolu halkı, o gün çoluk, çocuk, yaşlı, genç bayramlaşmayı bir tarafa bırakıp, yalıya koşarlar. Cephane sandıklarını omuzlarlar, silahları, mermileri bayramlaşır gibi şevkle yüklenirler. Daha güvenli olan iç kesimlere taşımak için bir koşuşturmadır başlar.
İnebolu açıklarında demirleyen PANTER ve KILKIŞ adlı iki Yunan zırhlısı siyah namlularını şehre doğrultarak İnebolu Kaymakamlığı’na bir ültimatom verirler : “Mondros Ateşkes hükümlerine aykırı olarak, İnebolu’ya çok miktarda cephane ve yüzlerce subay çıkmıştır. İki saate kadar cephaneyi ve silahları teslim etmezsiniz, gemilerden sahile cephane nakleden kayıkları tahrip etmezseniz ve de şehrin ileri gelenlerinden 12 kişiyi rehine olarak KILKIŞ’ a göndermezseniz şehri bombardıman edeceğiz.”
Ültimatom sonrası kahraman İnebolu’lular yel olur, fırtına olur, tufan olurlar. Kısa  sürede cephaneyi, kayıkları, erzakı iç kesime naklederler. PANTER ve KILKIŞ bu kahraman şehrin ve bu şehrin baş eğmeyen yiğit insanlarının üzerine saatlerce bomba yağdırır. Bu cefakar ve yiğit insanlar bombalara meydan okur, saklanmaya bile gerek görmeden kutsal görevlerini eksiksiz tamamlarlar.
Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı Destanı’nın en önemli sayfalarında İnebolu’nun korkusuz kaptanlarının, tüm insanlarının, Kastamonu’nun cephedeki ve cephe gerisindeki kadınının erkeğinin kanı, emeği, alın teri vardır. Onlar bunu övünç nedeni bile saymazlar. Çünkü insanın vatanına can borcu vardır. Bu borç  gerektiğinde kanla ödenir.

Karlı bir kış günü İnebolu Kastamonu hattında cephane taşıyan kağnı kolunun sonundaki ellerini koynuna sokmuş yaşlı kadına mıntıka komutanı sorar : “Nine, üşümüyor musun?” Kadın ana şefkatiyle komutana bakar : “ÜŞÜMEYON OĞUL, ÜŞÜMEYON! DÜŞMAN TOPRAKLARIMIZA AYAK BASTIĞI GÜNDEN BERİ İÇİM YANIYO !”

Bu kahramanların torunları her sene İstanbul’dan, yurt dışından, değişik yörelerden 9 Haziranda
İnebolu’ya akarlar. İnebolu Belediyesi’ nde muhafaza edilen beyaz şeritli İstiklal Madalyası ve berat tören alanında özenle açılır ve okunur:

Metni iş bu varaka zahrinde muharrer bulunan 66 Numaralı Kanun Mucibince verilecek olan

İSTİKLAL MADALYASI
Vesikası
No : 2107


“Maksadı ulvinin husulü için azami ibrazı mesai eylediğinden dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 11.2.1340 tarihinde vukubulan birinci içtima senesi 99’ uncu içtimanın birinci celsesinde Zirde hüviyeti mukarrer İnebolu Mavnacılar Loncası’na bir kıta Beyaz Şeritli İSTİKLAL MADALYASI verilmiştir.
9 . 4 . 1340 ( 1924 )
 
T.B.M.M
Mühürü
GAZİ MUSTAFA KEMAL
( İmza )

Şehit ve gazi torunları kahraman İnebolu’ lular her 9 Haziranda bu kutsal ata toprağına koşarken Büyük Atatürk’ün Nutuk’ta Pontus Rum Cemiyeti’ne ilişkin sözlerini de asla unutmamalıdırlar: Atatürk 1840 yılında ABD’den gelen KALİMATYUS adlı papazın İnebolu halkının GERİŞ TEPESİ dediği  MANASTIR TEPESİ’ndeki gizli toplantıda Pontus Rum Cemiyeti’ni kurduğunu, bu gizli cemiyetin ülke bütünlüğüne büyük zarar verdiğini, Türk Milletinin bu beladan ancak Kurtuluş Savaşı vererek kurtulabildiğini belirtmektedir.
Atatürk’ün deyimiyle “BİR FESAT VE HIYANET OCAĞI OLAN VE MEMLEKETİMİZE NİFAK TOHUMLARI EKEN …” Fener Rum Patrikhanesi’nin başının günümüzde İnebolu’da, GERİŞ TEPESİ’nde, Karadeniz Mahallesinde, Karaca Camisinde ne aradığını her 9 haziranda bir kez daha düşünmekte yarar var.
9 Haziranlarda İnebolu’da Kurtuluş Savaşı ruhuyla buluşmak dileğiyle.

Previous article“AZERİBAYCAN” neresi
Next articleİSLAMİ DAYANIŞMA GÜÇLENDİRİLMELİ
Hüseyin Özbek
1951 yılında Kastamonu'da doğdu. Çorum Öğretmen Okulu sonrası Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünde öğrenim gördü. Edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. 2002-2004 arası İstanbul Barosu Baro Meclisi ve İnsan Hakları Merkezi yürütme kurullarında bulundu. 2004-2006, 2006-2008, 2008-2010 dönemlerinde İstanbul Barosu Yönetim Kurulunda Genel Sekreterlik görevini yürüttü. Roman, öykü çalışmalarını sürdürmektedir. Deneme ve eleştiri türünde yayınlanmış kitapları vardır.2010-2012 döneminde İstanbul Barosu Genel Sekreteri olarak görev yaptı. ÇEKÜL -Çevre ve Kültürel Değerleri Koruma Vakfı- Yüksek Danışma Kurulu Üyesi, 68’liler Birliği Vakfı Danışma Kurulu üyesidir. Evli ve 2 çocuk babasıdır. Serbest avukat olarak çalışmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.