Şükrü Alnıaçık
http://www.ortadogugazetesi.net de yazdı
Ne yazık ki Iğdır, son zamanlarda “al alması”ndan çok, aldığı yoğun Kürt göçü, HDP’li Belediyesi ve PKK tarafından yakılan TIR’larıyla gündeme geliyor. Son seçimlerinde HDP’nin sağladığı % 110’luk oy artışı ve çıkardığı iki vekil debir ibret tablosugibi önümüzde duruyor.
Bana göre seçimlerin yenilenmesi, Iğdır Türklüğü için Allah’ın bir lütfudur, bunun kadar önemli başka bir manası da yoktur.
Çünkü HDP, Iğdır’da seçime AKP’deki yerli Kürt oylarını da alarak adeta tek parti olarak girmiş, Azeri oyları ise % 75’i MHP’de olmak suretiyle üç dört parti arasında bölünmüştür.
CHP’nin Adil Aşırım’la aldığı 3.500 oy adeta Azerilerin kendi kalesine attığı bir goldür.
Bilmeyenler için söyleyeyim: Iğdır, Caferi Azerbaycan Türkleri ile Şafi Kürtlerin iç içe yaşadığı, yakın bir zamana kadar Azerilerin çoğunluğu oluşturduğu bir serhat şehrimiz…
Azerbaycan Caferiliği ile İran Şiiliği arasındaki nüansların 1890’larda başlayan Ermeni çeteciliği ve Laik Cumhuriyet kültürü ile harmanlanması, Iğdır Türklüğüne doğuştan Milliyetçi bir karakter kazandırmış bulunuyor.
Son seçime kadar yerleşik Kürtler daha çok AKP’yi, sonradan gelenler iseHDP’yi destekliyordu. 7 Haziran’da tamamına yakınınınHDP’ye oy vermesi sonucunda “etnikçi siyaset” Iğdır’da emsalsiz bir başarı kazandı ve iki milletvekili de HDP’yegitti.
İkinci sıradaki Komünistadayın Azeri olması “Azeriler de HDP’ye mi oy verdi?” sorusunu akla getirse de Iğdırlılar bunun asla olamayacağını, HDP’nin Azeri adayı, seçimden sonra “Azeriler üzerinde çalışmak” amacıyla oraya koyduğunu söylüyor.
Bir tür Erbil siyaseti;Kerkükleştirme operasyonu!..
Dün akşam Iğdırlı dostlarla sohbet ediyoruz. Barış Sürecinde, özellikle de son 6 ay içinde PKK tarafından yakılan TIR sayısının 100’ü bulduğunu söylüyorlar; irkiliyorum!
“Neden Iğdır?..Neden TIR?..” sorgulamasına geçiyoruz. Tarihçi gözüyle bakınca, eskiden kervanlar neyse şimdi de TIR’ların o işe yaradığını görüyoruz.Bazı tarihi savaşların da”kervanlara yapılan saldırılarla” başladığını hatırlıyoruz. 1000 yıllık kardeşliği bozmak isteyenler için daha gösterişli bir hedef bulmak o kadar da kolay değil…
Ekonomi penceresinden bakınca daha net fotoğraflar görüyoruz: “Iğdır, artık Azeri Türkleri için emniyetli bir yer değildir!” mesajını vermek için TIR’lar iyi bir vitrin…
Stratejik açıdan ise kolay hedef, risk yok.Bir şişeMolotof, bir bidon mazot… Savunmasız kurban “sıcak” mesaj…Falan filan…
İşin diplomatik ve “Turani” boyutu da var. Iğdır’daki Dilucu sınır kapısı, Türk dünyasına, Azerbaycan’a açılan tek kapı…
Bölgedeki diğer iki kapı Van’dan ve Ağrı’dan İran’açılıyor ve Ermenistan dostu HDP’nin oyları bu kapılara geçit veren illerde % 80 civarında… Iğdır’da ise HDP, son seçimlerde AKP’den gelen Kürt oylarının HDP’ye toplanmasıyla % 56’ya çıkmış bulunuyor. PKK’nın Iğdır’da uyguladığı alan hâkimiyeti stratejisiyle KDP’nin Kerkük’te uyguladığı nüfus politikası birbirine çok benziyor.
Tek fark Iğdır’ın bir Türkiye Cumhuriyeti vilayeti olması… Ancak AKP’deki mezhebe dayalı Peşmerge sevgisi ve Caferi karşıtlığı, bu siyasi egemenlik farkını ortadan kaldırıyor. Böyle olunca da Azeri Türklerinin MHP’den başka kimsesi kalmıyor.
Sözlerimiz yanlış anlaşılmasın. Irkçı ve Kürt düşmanı değiliz. Hukuka saygılı her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bizim kardeşimizdir. Ancak söz buraya nereden geldi? PKK’nın 76 (Iğdır) plakalı TIR’ları yakıp, 04 (Ağrı) plakalı TIR’larıbağışlayarak bölgeyi Kürtleştirmeye çalışmasından geldi.
Yani TC’nin, her uygar devletin sosyal mecburiyeti olan ortak dil politikasını bir kültürel asimilasyon olarak gören Kürtçülere, PKK’nın yaptığı “etniksoykırım”dan bahsediyoruz.
PKK sadece Ağrılıları affedip Iğdırlıları yakmıyor. Iğdırlıları kendi arasında Kürt-Türk olarak ayırıyor. Hatta Kürtlerin HDP’li olmayanlarının da arabasını yakmaya ve herkesi Öcalan’ın silahının önünde selam durmaya zorluyor. Bu eğilme aynı zamanda Ermeni süngüsünün, Ermenistan bayrağının önünde eğilmek anlamına geliyor.
TIR yakan PKK’lı teröristler arasında Ermenice konuşan “komutanlar” bulunduğunu bizzat, arabasını yalvar yakar kurtaran Iğdırlı Kürtler anlatıyor.
5 Haziran’da Iğdır’daydım. Yine gideceğiz ve çalışacağız. Buradan herkeseçağrı yapıyorum:
1 Kasım 2015 seçimlerinde Iğdır üzerine “kişisel hesap” yapmayınız!
7 Haziran akşamı uyanan ve bilinçlenen Iğdırlı’yadurumunu ciddiyetini anlatınız.
7 Haziran günü eksik kalan işi, listelerle filan oynamadan, adayların teri soğumadan tamamlayınız.
Vatan görevidir. Millet hizmetidir. Unutmayınız!