MEHMET’İ HANGİ KURŞUN ÖLDÜRDÜ

0
1784

hüsMeşhur meseldir. Adamı kıstıran hasımları dört koldan yüklenip iyice benzetmektedirler.  Kendini savunmaya çalışsa da yediği yumruklardan suratı çarşamba pazarına dönen zavallı ; ” Ah arkam! Ah arkam !’ diye feryada başlar. Yumruklar, silleler önden geldiği halde “arkam” demesinin manası başkadır. İmdadına yetişecek yakınlarının, dostlarının olmadığına yanmaktadır. İsyanı arkasızlığınadır.

Sizi bilmem ama  Hürriyet Gazetesi’nin bu günkü sürmanşeti  ( 8 Ağustos 2012 ) bana dayak yiyen adamın hikayesini hatırlattı:  ANTALYA’NIN YENİ RUSLARI  manşetli haberin alt başlığını birlikte okuyalım:  “Ankara ile Erbil arasındaki ilişkilerde son yıllarda yaşanan bahar havası Irak’lı Kürtlerin tatil tercihlerine de yansıdı. Erbil-Antalya seferlerinde yer bulunmuyor. Türk turizmciler Iraklı Kürtler için “Antalya’nın yeni Rusları” diyor. Birinci sayfadan verilen haber altı ilk paragrafında; “Türk turizminin gözbebeği Antalya’nın Ruslar ve Araplardan sonra yeni turist kitlesi Iraklı Kürtler. Irak’tan Türkiye’ye gelen turist sayısı yılın ilk 6 ayında yüzde 41 arttı. Bu patlamada ülkenin en istikrarlı ve refah seviyesi en yüksek bölgesi olarak kabul edilen kuzeyde yaşayan Kürtler’in payı büyük” cümlelerini okuyoruz. İkinci paragrafa geçelim; ” Iraklı Kürtlerin sahillere yönelik ilgisini çabuk fark eden Türk havayolu şirketleri Antalya seferlerinin sayısını artırdı. Yaz başından beri yüzde 90 civarında seyreden doluluk oranı  Ramazan Bayramı’nda yüzde 100’e çıkacak.Yoğun talep üzerine Erbil-Antalya hattında biletler 1600 TL’ye kadar yükseldi” Üçüncü paragrafla alıntıyı bitirip Hürriyet sayfalarından çıkalım : “ İki ülke arasında artan ticaret hacmi turizme olumlu yansıyor. TÜRSAB başkanı Başaran Ulusoy; “2011’de Türkiye’ye gelen Iraklı turist  sayısı 350 bin civarındaydı. Bu yılın ilk 6 ayında ise 190 bini aştı. Yıl sonunda 2011’in iki katı olması bekleniyor. Bu yıl rekor kırılacak ” dedi.”

   Yeni Rusların müjdecisi Hürriyet, Antalya’yı şenlendirenlerin geldiği Kuzey Irak’tan sızan teröristlerin şehit ettiği kahramanlara ilk sayfayı çok görmüş olmalı!  Cesetler parçalandığı için kimlikleri Ankara’da yapılan DNA testleriyle tespit edilebilen Çukurca  Geçimli Jandarma Karakolu şehitlerinden Jandarma Uzman Çavuş Kamil Çelikkaya, Jandarma Er Hakan Oktay ve Yaşar Karadağ  bırakalım  manşeti, alt haber bile olamamış ilk sayfaya. Yaşamda olduğu gibi ölümde de silah arkadaşlığını sürdürürcesine iç içe geçmiş şehitlerin Ankara’dan, Ordu’dan, Diyarbakır Çermik’ten son yolculuklarına uğurlanışı  itelendikleri 15. sayfadan veriliyor.

Hürriyet’in sürmanşeti arkasız Mehmetleri arkadan vurulan sille misali  iki seksen yere uzatıveriyor. Sınır ötesi kamplardan, dağlardaki eşkıya inlerinden gelecek sinsi saldırılara alışık Koca Çavuş’a  Ankara’nın siyasi kumpaslarından,  İstanbul’un vatansız sermayesinin silahlarından korunmayı  öğretmediler ki. Terör örgütünün saldırı taktikleri, şaşırtmacaları ezberindeydi. Gelen merminin keleşten mi, kanastan mı çıktığını bilen, RPG’nin sesinden patlama anını kestiren,  Bikisi’nin tarakalarından yerini, mesafesini, atış yoğunluğunu anlayan çavuş hasımla karşılıklı mertçe vuruşmaya alışıktı.   Koca Çavuş cephe gerisinden yönelen namluları,  akıl ermez  düzenleri  nereden bilecek?  Cephe gerisi dümenlerini paramparça vücudundan kalanıyla uzatılıverdiği  Kocatepe’ nin musallasında biraz anlar gibi oldu…

Şark Meselesi Osmanlı terekesinin emperyalistlerce paylaşım tasarımıydı. Mustafa Kemal yüzünden tam uygulanamayan parselasyon planı  Büyük Ortadoğu Projesi gibi popüler bir kodlama ile yenide gündemdedir. Petrol kartellerinin, dev konsorsiyumların enerji coğrafyasının yeniden paylaşımı projesinin şimdilik son kurbanları Kamil Çavuşla silah arkadaşları. Tetikçiler Kandil’den gelse de,  tetik çektirenler, Mehmetlere ölümcül pusu atanlar Atlantik ötesinin, Brüksel’in, Londra’nın, Paris’in, Berlin’in güvenli mahfillerinde küresel güvensizliğin master planları için  fazla mesai yapmaktalar.

Türkiye sınırının bitişiğinde inşa edilen Kürdistan’ın tasarımcıları bizim  vatansız sermaye ile  inancı vatansızlaştıranlar koalisyonuna alt işverenlik yaptırmaktalar. Türkiye’yi tez zamanda saracak büyük yangının körükçülüğüne soyunan Bizans sermayesi halka felaketini saadeti gibi gösterme hünerini başarıyla sürdürüyor.  Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü yok edecek eli kulağındaki etnik kalkışmanın lojistik ve finans kaynağını halkımıza Noel Baba gibi yutturma görevi de Türkiyeli medyaya verilmiş görünüyor. Terör örgütünün kamplarının bulunduğu, barındığı, eğitimini, donanımını yaptığı, militan devşirdiği  Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin egemenlik alanını huzur bölgesi olarak tanıtma görevini eksiksiz yerine getiriyor. Hürriyet’in sürmanşetten verdiği haber ortalama okurda; “İyi ki Kürdistan var. İyi ki Barzani var “ dedirtmeyi amaçlıyor. Yayın  emperyalizmin küvezinde hayat verilen  petrol despotluğunu bölgesel İsviçre olarak algılatmaya yönelik parlak bir toplum mühendisliği olarak kayda geçecektir.

Uluslararası sisteme eklemlenmiş Bizans sermayesiyle inancı, imanı vatansızlaştıranlar koalisyonunun arkadan silleleri kesilmedikçe Mehmetlere sınırda ölüm nöbetleri tutturmak ne işe yarayacaktır?  Dümbüllü’ nün  ortaoyununda İbiş’in kalburla su taşımaya çalışmasından başka ne anlama gelecektir?  Sakın asıl iş Erbil- Antalya turizm hattı derken İskenderun-Adana-Mersin-Antalya zinciriyle  Akdeniz’in kelepçelenmesi de olmasın?

 

 

 

    

 

 

 

 

 

 

 

 

Kandilden performans yüksekliği ödülü ile Antalyaya gelme durumu, Adana-Mersin-Ahtalya kuşağı ile kelepçenin tamamlanması

 

Previous articleAzerbaycanlı Gazeteci Ölümle Tehdit Ediliyor
Next articleÖlü sayısı 44’e yükseldi
Hüseyin Özbek
1951 yılında Kastamonu'da doğdu. Çorum Öğretmen Okulu sonrası Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünde öğrenim gördü. Edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. 2002-2004 arası İstanbul Barosu Baro Meclisi ve İnsan Hakları Merkezi yürütme kurullarında bulundu. 2004-2006, 2006-2008, 2008-2010 dönemlerinde İstanbul Barosu Yönetim Kurulunda Genel Sekreterlik görevini yürüttü. Roman, öykü çalışmalarını sürdürmektedir. Deneme ve eleştiri türünde yayınlanmış kitapları vardır.2010-2012 döneminde İstanbul Barosu Genel Sekreteri olarak görev yaptı. ÇEKÜL -Çevre ve Kültürel Değerleri Koruma Vakfı- Yüksek Danışma Kurulu Üyesi, 68’liler Birliği Vakfı Danışma Kurulu üyesidir. Evli ve 2 çocuk babasıdır. Serbest avukat olarak çalışmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.