“Milli Bir Tehdit Olarak Paralel Devlet Yapılanması Sempozyumu”

0
1798

 

 

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde ‘Milli Bir Tehdit Olarak Paralel Devlet Yapılanması Sempozyumu’ düzenlendi. Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi’nde PANGEA (Uluslararası Öğrenci) Kulübü tarafından düzenlenen toplantıya, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Yeniçağ gazetesi editörü Aqil Alesger,  İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ve eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan konuşmaçı olarak katıldı.
5555

 

Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, toplantıdaki konuşmasında Türkiye’de çok çeşitli marjinal terör örgütleri bulunduğunu ve bunlardan birinin de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) olduğunu söyledi. Bu örgütün Türkiye’de kendisinin de aralarında bulunduğu birçok kişiyi hedef aldığını aktaran Emin Arslan, örgütün kendisi ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’yı tutuklayarak emniyet teşkilatını korkutmaya çalıştığını kaydetti. Bu örgütün ele geçirdiği emniyet, hukuk ve telekomünikasyon kurumlarındaki etkinliğiyle hedef seçtiği her kişiyi, sahte gerekçe ve isimlerle izlemeye aldığını, topladığı bilgilerle özel hayatı deşifre ederek korku toplumu oluşturduğunu ve siyaseti dizayn etmek istediğini savunan Emin Arslan, bu bilgileri de açıklayarak, haklarında şantaj yapacak bilgi topladığı kişilere gözdağı verdiğini anlattı.

 

Zirve Yayınevi davasında tutuksuz yargılanan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, 17-25 Aralık operasyonlarının bir darbe girişimi olduğunu belirterek, “Tıpkı Ukrayna, Yugoslavya ve Türki Cumhuriyetlerinde olduğu gibi oradaki kadife devrimdi, buradakiler ‘Gülen devrimi’ olacaktı. Bunu başaramayınca, ‘Biz yolsuzluğun üzerine gittik, gördünüz mü bizim başımıza bunlar gelmeye başladı’ demeye başladılar” dedi. Abat, bu coğrafyada yaşamak isteyen ülkenin hem bileği hem de yumruğunun güçlü olması gerektiğini savunarak, FETÖ/PDY’nin Türkiye’nin ateş çemberinde olduğu bir dönemde askere operasyon yaparak, ülkeyi güçsüz durumda bırakmaya çalıştığını anlattı.

Sabri Uzun da konuşmasında FETÖ/PDY’nin emniyet teşkilatında devletten ayrı bir organ üzerinde çalıştığını anlattı. Örgütün yapısını incelediğini belirten Sabri Uzun, bu örgütün Saddam, Esad ve Hitler gibi baskıcı model oluşturmaya çalıştığını vurguladı. Örgüt üyesi yapılacak kişilerin genç yaşta öğrenci olarak yurtlara alındığını aktaran Sabri Uzun, bu öğrencilerin özgür birey, yurttaş olmaktan çıkarılıp cemaat yurttaşı haline getirildiğini ve bu biçimde yaşamaya çalıştığını söyledi.
151220152008212082173_2
Bu kişilerin gideceği okullar, sahip olduğu meslek, evleneceği kişileri seçme hakkı olmadığını kaydeden Uzun, “Kızlara erkeklerin, erkeklere kızların fotoğrafının olduğu albümü götürüp, ‘Bunların içinden birini seç, başkasını alma hakkın yok’ diyorlar. Bu gençler daha sonraki hayat aşamasında çocuklarını da cemaatçi yapmak zorunda kalıyor. Polis okullarını aileden cemaatçi olarak gelen çocuklar kayıtsız şartsız kazanıyor. 500 kişi kazanacaksa hepsi cemaatçi oluyor. Meslek sahibi olduklarında bekarsa maaşın yüzde 20’si, evliyse yüzde 10’u cemaate gidiyor. Bir para cemaati doğuyor ortaya, bir hırsızlık yöntemi doğuyor. Artık himmet, hizmet döneminden çıkıp, hırsızlığa gidiyor işler” dedi.
Fulbolda şike davasına ilişkin de açıklamalarda bulunan Sabri Uzun, bu operasyonun cemaatin yıllık 8.5 milyar dolar para hareketinin yaşandığı futbol piyasasını ele geçirme yöntemi olduğunu söyledi. Uzun, şöyle dedi: “Geldiğimiz noktada Saddam modeli gibi devlete el koyup, askeri ele geçirip, yönetime el koymanın altyapısı ele geçiriliyordu. 2011’de şike operasyonu yapıldı. Bir spor kulübünün başkanı, cemaatin avukatına 700 bin dolar verdi. O spor kulübünün başkanı operasyonda tutuklanmadı ama diğerleri tutuklandı.”
Toplumsal olaylara, objektif bilim ölçekleriyle bakılması ve bu konuların üniversitelerde tartışılması gerektiğinin altını çizen Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, hukuku, demokrasiyi, fikir ve düşünce özgürlüklerini, ekonomiyi ve insan haklarını üstün tutarak terör olaylarının önüne geçilebileceğine değindi. Avcı, hoşgörü yaymak isteyen, yurt dışında okullar açarak eğitime önem veren, daha adil ve huzurlu bir ortamı savunan cemaat profilinin; hedeflerinin engellenmesiyle birlikte nasıl bir paralel örgüt haline geldiğini yakın geçmişteki olaylardan örnekler vererek anlattı.
IMG_9771-1024x683
Yeniçağ gazetesi editörü Aqil Alesger ise FETÖ/PDY’nin Azerbaycan boyutunu, “Eğitim”, “Medya” ve “Devlet İçinde Kadrolaşma” konu başlıklarıyla ele aldı.
Aqil Alesger  slayt  şeklinde Gülen’in Azerbaycan ve Rusya’da eğitim, medya, iş ve devlet içi şebekesini ayrı ayrı anlattı. A.Alesger Gülen Şebekesinin kendilerini yenilmez gibi göstererek, aslında faaliyetlerini başka isimler altında devam etdirdiklerini söyledi. Azerbaycan devletinin Gülen Şebekesine karşı Türkiye’nin yanında olduğunu da atlatan A.Alesger “Fakat karşımızdaki güç sıradan bir terör örgütü değil, bunlar yıllarca kendilerini saklayarak, deşifre edilmeden faaliyetlerini sürdürmüş profesional örgüttür. Dolayısıyla da bunları bir anın içerisinde deşifre edip, ETKİSİZLEŞTİRMEK mümkün değildir. Bir konuyu bilmeniz gerekiyor ki, Gülen Türkiye’i burakır Azerbaycan’ı bırakmaz. Çünkü Azerbaycan onun için Rusya ve Orta Asya’ya giriş kapısıdır. Azerbaycanlı müridleri ile türk müritlerinin açabilir bilmediği kapıları açıyorlar “, diye kaydetti.
Gazeteci A. Muhammed Bedu da FETÖ/PDY’nin Nijerya ayağını “İslam”, “Sivil Toplum” ve “Devlet” başlıkları altında anlattı.
Gazeteci-stratejist Osman Softic, FETÖ/PDY’nin Bosna Hersek boyutu ve düzenlediği toplantılar hakkında bilgi vererek, teşkilatın ekonomik faaliyetlerde bulunduğuna işaret etti.
1(27)
4(17)
1450198823-825870968
IMG_9792-1024x683IMG_9794-1024x683

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.