BÖYLE AYRILİK OLMAZ
.
Öyle bir acının içinde
kıvranıyorum ki,
Kuşlar göç ederken kanatlarını
bana bırakmak istiyor
Öyle bir hasret ki, bu
tüm çimenleri ona verip
“bak işte cennet burda”
demek ister insan..
Alev almış dünyanın
bi damlacik suyu gibiyim,
Ne kendime hayrım var,
ne de dünyaya.
O damla gibi eriyip gideceğiz
zaten, o ayrı
Ama böyle ayrılık mı olur?!
İnsanın canından can alar gibi,
Yüreğinin damarlarını
teker-teker koparır gibi
Arkasından bakıp mantosunun
rengini unutmak ister gibi
Ve tüm insanlari
tek bir insan için siler gibi…
Haykıran kadın…
.
Hüznlü bi kadın gibiyim bu gece
Yorgunluk mu? Değil
Yaşlılık mı? Hiç değil.
Peki ne bu?
En son annemin bas ucuma gelerek
“kalk yemek ye bebeğim”
dediyini hatırlıyorum,
O gece muslukları açık bırakıp
yanlışlıkla,
Küçük, minik yatağımda
gözlerimi kapatmıştım.
Makarna yemiştim bi ara…
Sonra kendimi farklı yerlerde
buldum
Çok farklı insan yüzü.
Bir-birine hiç benzemeyen,
ama içkileri aynı olan adamlar.
Hüznlü bi kadın gibiyim bu gece
Göz yaşlarımı arıyorum
elimde mendil.
Var ya, erkek olsam, daha
hüznlü olurdum.
Ulan, derdim,
bu kız bu kadar üzülüyorsa,
sen niye sevineceksin ki?!
Ama kadınım işte…
Dağlara değil,
dunyaya hiç değil,
Sadece haykıran bi kadın…