Suriye Baharı
Arap Baharı’nın devamı olan ve dört yıl önce Suriye’de başlayan savaş, bir anda Esat’ın devrileceğini ve Suriye’de demokratik bir sistemin yerleşeceğini düşündürmüştü. Amerika ve Avrupa Esat’ın üzerine büyük bir hışımla geldi. Fakat Esat’ın direnci ile müttefikleri, batılı emperyal güçlere geri adım attırdı. Amerikan dış işleri bakanı Kerry; bu düğümü yine Esat çözer dediğinde işler iyice karıştı. Başta NATO güçleri olmak üzere Amerika ve diğerlerinin pasta payı Rusya’nın da iştahını kabarttı. 45 yıldır Suriye’de pusuda bekleyen Rusya birden ortaya çıktı ve meydan okur bir hal aldı.
Dört yıl önce Suriye’de devlet güçleri ile devlete karşı güçler savaşa başladıklarında, Esat Suriye’nin kuzeyini Türklere inat, Kürtlere terk etti. O zaman Suriye’nin kuzeyinde, Irak’ın kuzeyindekine benzer bir özerk bölge oluşacağı gün gibi belli idi. Ne yazık ki, Türkiye bu iç savaşı önleyebilecek güçte iken Suriye ateşini körükledi. Bu ateş kendisini de yakmaya başladı. Savaşın bir boyutu da mezhep kavgası idi. Böylece Suriye bir cehenneme döndü ve Doğu Akdeniz, tüm hakim güçler için pay kapma alanına dönüştü. Türkiye Esat’a odaklanmışken, Rojova denilen yeni bir Kürt bölgesi peydahlandı. Bu gelişmelere paralel IŞİD’ in elinden Kobani’ yi kurtarma hevesindeki Peşmerge, PKK ve Suriye’nin PKK’ sı YPG’ ye her çeşit kolaylığı sağlayarak büyük hata ettik. Bölgedeki El Kaide, El Nusra ve IŞİD gibi devlet karşıtı güçlerin bir çoğu ABD patentli idi. Diğerleri ile birlikte bunların sayıları 10’ a ulaştı.
Bunlar;
Devrimci ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu,
İslami Cephe,
Özgür Suriye Ordusu,
Ulusal Koordinasyon Komitesi,
El Nusra,
Türk Tugayları,
Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) (silahlı gücü YPG) gibi değişik güçlerdi.
Sonra da İŞİD denilen bir örgüt peydahlandı.
Bunların her biri Suriye’de devlet güçlerine karşı pay kapma savaşı verirken, Suriyeli Türk’ler ise canlarını kurtarma derdine düştü. Kuzey Irak’ta unutulan Türkler, Suriye’de de son günlere kadar hatırlanmamıştı. İşi hafiften alan koalisyon güçleri, Rus saldırganlığına meydan verdiler. Bu arada Rus’la birlikte hareket eden İran, Türk ve Müslümanları vurmaya başladı. İran’da yaşayan 35 milyon Türk’ün yarın sonunu getirebileceğini herhalde düşünemedi. Bu arada Musul yakınlarındaki tank destekli bir eğitim birliğimizin varlığı bir anda Talabani’nin sesini yükseltmesine sebep oldu.
Suriye girdabının daha birçoklarını içine çekeceği ve büyük bir savaşın davetçisi olabileceği ve sonuçları herkes tarafından iyi değerlendirilmelidir.
BOP’nin ana hedefleri
30 yıldır Amerika, Peşmerge ve PKK’yı Türkiye’nin aleyhine besleyip büyütmüştür. Beslenen PKK, Türkiyenin birikimlerini sürekli tüketmektedir. BOP etkinlikleri ile de Arap ülkelerinde petrol ve doğal gaz şirketleri Amerikanlaşmıştır. Dört yıldır da Suriye ve Türkiye üzerine oynanan oyunlar hız kazanmıştır.
Bu gün için bölgenin yeraltı zenginliklerini oluşturan petrol ve doğal gaz 70 yıl daha dünyanın ihtiyaçlarına cevap verecektir. Yüz yıl önce başlatılan bu savaş, bugün de devam etmektedir. Yeni dünya düzenini oluşturmada her ne kadar Amerika başı çekse de Rusya ve Çin, Amerika’ya doğal olarak dur demek zorundadır. AB emperyal güçleri de büyük payın peşindedirler.
Yıllardır Güney doğu Anadolu’da ve Irak’ta hakim güç haline gelme gayretinde olan Amerika tüm terör örgütlerini de kullanarak, Suriye’de de yönetime ortak olma peşindedir. Kürt ortaklığı ile oluşturdukları Rojova, gelecekte Amerika’nın bölge zenginliklerini Akdeniz’e taşıyacağı bir koridordur. Bu zenginlikler; İran, Irak, Suriye, İsrail, Mısır ve Kıbrıs Rum kesiminden Lazkiye terminaline taşınacak ve Türkiye devre dışı bırakılarak, Lazkiye’den Dünyaya pazarlanacaktır.
Bu durum iki önemli olayı ortaya çıkarmıştır. Birincisi Lazkiye’de deniz ve hava üssü olan Rusya’yı hareketlendirmiş, ikincisi ise; Bayır Bucak Türkmenlerinin denize açılmada büyük bir engel olduğu görülmüştür.
22 Haziran 2012 tarihinde Suriye tarafından düşürüldüğü ileri sürülen silahsız F4 savaş uçağımızın düşürülmesinde neden Rus parmağı olmasın. Zira Rusların elinde güçlü elektronik engelleyicilerle 300 km. ye kadar genişçe bir alanı kontrol edebilen araçlar bulunmakta ve uçağımız vurulduğunda pilotların atlama mekanizmaları dahi devre dışı kalmıştı. Uçağımız Rusların üsleri bulunan Lazkiye’ye 7 km. mesafede denize düşmüştü.
24 kasım 2015 günü Türkiye tarafından düşürülen Rus uçağı için, birçok kez sınır ihlali yaptıkları ve bu durum sürdürüldüğü taktirde uçaklarının vurulacağı Rusya’ya defalarca belirtilmişti. Şimdi insanın aklına, acaba Rusya uçağını bile bile mi düşürttürdü sorusu geliyor. Çünkü Rusya’ya Suriye’deki güçlerini artırmak ve bölgedeki Türkmenleri vurmak için bahane gerekiyordu. IŞİD’i vuruyorum bahanesi ile de sürekli Türkleri bombalıyordu. Kürt koridorunun gerçekleşebilmesi için Amerika da, Rusya da Suriye’nin kuzeyine yerleşmiş olan Kürtleri sürekli mühimmat ve ağır silahlarla donatmaktadırlar. Ana hedef bölgedeki Türkler / Türkmenlerdir. Şimdi yıllardır ne tür bir hatanın içinde olduğumuz, ne büyük belalarla karşılaştığımız ve görünen köy kılavuz istemez misali aklı erenlerin gördüğü bu çıplaklığı Türk yöneticileri nasıl oldu da görmediler. Sürekli uyuduk, uyutulduk, kandırıldık, kandık.
Rusya, sınır geçen uçakları için; “misafirliğe geldiler kabul edin” diyor. İyi güzel de sen misafirliğe geldiğin evin sakinlerini katlediyorsun, bu ne biçim misafirlik denmiyor. Öte yandan çok özel stratejik ortağımız İncirliği istediği gibi kullanıyor. Buna karşılık Türkmen ve ılımlı muhalifleri eğitip donatacakken, YPG, PKK ve Peşmerge güçlerini eğitmeye ve donatmaya başlıyor. Ona da sen ne biçim ortaksın, orada Türkler katlediliyor demiyorsun. Acaba Amerika ve NATO bizi kandırıyor mu?
Yine İran’a kardeş sen ne yaptığının farkındamısın denmiyor.
Ne yapıp yapıp Rusların Suriye Türklerini bombalaması engellenmelidir. Yarın öbür gün NATO’ lu ortaklarımızın bizi yalnız bırakacağı da unutulmamalıdır.