Türk Sporunun Başarı Yolu

0
1963

Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK*

 

TÜRK SPORUNUN BAŞARI YOLU

TÜRK SPORUNU BAŞARIYA ULAŞTIRACAK GÖRGÜ, BİLGİ VE DENEYİME

DAYALI, ÇAĞDAŞ VE BİLİMSEL, GERÇEK YERLİ STRATEJİK PLAN VE PROJESİ

 

1

Tüm antrenörler, spor adamları ve spor yöneticileri bu çalışmayı incelemeli ve daha güzelinin oluşturulması için bu projeye katkıda bulunmalıdır. Bu çalışma 40-50 yılda yapılanmış ve uygulanarak başarının anahtarı olmuştur. Türk sporu için daha iyisi bu projenin geliştirilmesi ile ortaya çıkacaktır. Bu proje; uzun yıllar müsabık, daha sonra antrenör, teknik direktör ve 15 yıl kadar yaptığım federasyon başkanlığım sırasındaki bilgi görgü ve deneyimlerimin eseridir. Bilimsel kariyerim, olaylara derinlemesine ve geniş bir açı ile bakmamı gerektirse de sonuca giden yolda daima deneyimler pratik çözümlere dönüşmüştür. Geçen yıllarda “Türk sporunun kalkınmasında uzun dönemli stratejik plan” çalışmalarına bu proje ile katkı vermeye çalışılmıştır. Türk sporunun gelişmesi için kısa ve uzun vadeli sonuçlar için gerekli bilgi bu çalışma içinde mevcuttur. Fakat bu tür çalışmalar, herkesin kendine göre bir projesi olduğu için hiçbir şekilde önemsenmemiştir. Uzun yıllar içinde başkanlıklarını ve hatta kuruluşlarını yaptığım federasyonların almış olduğu sonuçlara bakıldığında, ülkeye güreşin dışında madalyaları getiren spor dallarının bunlar olduğu görülecektir. Mücadele sporları antrenör ve idarecileri bu plan ve projelerle büyüdüler. Sayısız dünya şampiyonları ve olimpiyat şampiyonu yetiştirdiler. Mücadele sporu yarışmacılarımız ile onları yönetenler başından beri dünyada en iyi olmak için büyük bir savaş içindedirler.

Mücadele sporlarımızın başarısını yansıtmayan bir kısım basınımız ise bu başarıyı gizler duruma düşmektedir.

Acun ILICALI gibi değerli bir televizyon yapımcısının 10 kişi ile ıssız bir adada düzenlediği “Acun Olimpiyatları” gencinden yaşlısına herkesi ve özellikle hanımları  televizyon başına çekmekte, diğer kanalların programlarını aksatmaktadır. Birkaç futbol kulübünün maçı dışında, hiçbir program veya spor organizasyonu aynı başarıyı gösterememektedir. Spor teşkilat ve kurumlarımızın bu programdan alacakları çok büyük dersler vardır. Ülkemizde bunca sportif organizasyon yapılmakta fakat hiçbirisi doğru dürüst görselleşememekte, izleyici oluşturamamaktadır.

 

*Sporda başarı için, her şeyden önce SPOR KÜLTÜRÜ ve SPOR BİLİNCİ’ nin tam olarak yerleşmesi ve çok iyi bilinmesi esastır.  

*Tüm spor kurumlarımızın, spor otoritelerimizin, spor öğretmeni, spor yetiştiricisi, antrenör ve hakemlerimizin ezberi olması gereken, sporu spor yapan bu iki önemli özellik  çok iyi kavranmalıdır. Bu iki özellik aynı zamanda OLİMPİK HAREKET BİLİNCİNİ oluşturmaktadır.

 

Olimpik hareket bilincini oluşturan iki temel faktör

  1. 1. SPOR KÜLTÜRÜ
  2. SPOR BİLİNCİ dir.

SPOR KÜLTÜRÜ:

Tüm spor dalları hakkında geçmişte, bugün ve gelecek için yazılı ve sözlü bilgileri, spor dallarının özelliklerini, kendi içinde tiplerini, kurallarını, insana ve milletine kazandırdıklarını içerir.

 

2

SPOR BİLİNCİ:

-Sporun yaşamın bir parçası olduğu,

-Her insanın spor yapması gerektiği,

-Spora ana okullarından başlanacağı,

-Sporun yüksek ideallerden biri olarak zihinlere yerleştirilmesi

-Çocukların başlangıçta kesinlikle Atletizm, Jimnastik ve Yüzme sporlarından birine

yöneltileceği,

-Sporun güçlü nesiller yetiştireceği,

-Sporun sağlıktan ve milli savunmadan tasarruf sağlayacağı,

-Sporcu nesillerin bilim, kültür, teknoloji ve ekonominin hazır ordular olduğu,

-Milletçe yapılacak sporun öneminin anlaşılırlığı,

-Sporun en iyi tanıtım aracı olarak, ülkelerin zenginliklerinin sergilendiği bir alan olduğu,

-Çağdaş dünyamızda savaşların artık spor sahalarında yaşandığı,

-Buradaki mücadelenin milletler ve devletler üzerinde büyük ölçüde sosyal kültürel ve

psikolojik etkiler oluşturduğu,

-Sporun; devletin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin,  milli eğitim Bakanlığının, silahlı

kuvvetlerin, resmi ve sivil tüm kurum ve kuruluşlar ile işyerlerinin bir numaralı politikaları

arasında yer almış olmaları gerekliliği,

-Nihayet sağlam kafanın sağlam vücutta bulunacağı, gerçeğidir.

 

Bu iki sportif ana özellik, ona paralel olarak gelişen OLİMPİK HAREKET BİLİNCİNİ tamamlar.

 

OLİMPİK HAREKET BİLİNCİ NEDİR, AMACINA NASIL ULAŞIR ?

 

3

Olimpik Hareket Bilinci; Spor kültür ve Spor bilincinin yerleşip yeşerdiği, milletçe sporun öneminin anlaşıldığı, sporcu nesillerin akıl ve ruh sağlığının farklılığı ile sporun ahlaki ve insani boyutlarının üstünlüğünün tartışmasız kabul gördüğü toplumlarda, olimpiyat oyunlarına topyekün milletçe hazır olmaktır.

Bunun için;

  1. İlk öğretim, hatta ana okullarından itibaren çocuklara spor eğitimi dersleri verilmelidir.
  2. Üniversitelerde spor yaygınlaştırılmalıdır.
  3. Kulüpleşmeler, kurum haline getirilmelidir.
  4. Ailelere topyekün spor bilinci aşılanmalıdır.
  5. Milletçe sporun önemi kavranmış olmalıdır.
  6. Nüfusun 1/5’inin lisansiye sporcu gibi yetiştirilmesini sağlayacak spor eğiticileri yetiştirilmelidir.
  7. Bu eğitimin gerçekleştirileceği spor tesisleri oluşturulmalıdır.
  8. Her spor dalında Milli takım seviyesinde birbiri ile yarışabilen yüzlerce sporcu yetiştirilmiş olmalıdır.
  9. Bu sporcular, yaklaşık 300 spor dalında ülkesini başarı ile temsil ederek, her dalda madalya kazanabilmelidir.
  10. Basın ve yayın organlarının sistemli bir şekilde spor kültür ve bilincini vurgulaması sağlanmalıdır.
  11. Olimpiyat gibi bir organizasyon için, karşılıksız hizmete hazır en az 10 000 gönüllü yetiştirilmelidir.

Tüm bunlardan sonra OLİMPİYAT DÜZENLEME girişimlerinde bulunulmalıdır.

TÜRK SPORUNDA ÇAĞDAŞ YAPILANMA VE VERİMLİLİK İÇİN GEREKLİ PLAN VE PROJELER:

Çalışmalarımızın temelini dört ana konu teşkil etmelidir.

  1. Sporu, yani tüm spor dallarını iyi tanıtma, tanıtımını sağlama ve yaygınlaştırma
  2. Kitle sporunun geliştirilmesi ve geniş taban oluşturma
  3. Çağdaş sportif eğitim ve öğretim
  4. Güçlü müsabık yetiştirme

I. SPORU, YANİ TÜM SPOR DALLARINI İYİ TANITMA VE YAYGINLAŞTIRMA

4

  1. Sporun ne olduğu, çocuklara okul öncesi veya ana okulu çağında öğretilmelidir. Çocuklar sportif oyunlarla yavaş yavaş sporun her dalı ile tanışmalı ve sevdirilmelidirler.
  2. Tüm yarışma organizasyonlarında, gösterişli ve fantazik tekniklerin sergilendiği gösteri programları düzenlenmeli, müsabakalar müzik ve folklör etkinlikleri ile festival haline dönüştürülmeli, çevre il ve sporcularının da bu şenliğe katılımını sağlayarak, seyirci potansiyeli artırılmalıdır.
  3. Tanıtıcı resimli bülten, broşür ve el ilanları ile el kitaplarına önem verilmeli, tanıtıcı konferans, seminer ve açık oturumlar düzenlenmeli, basın ve yayın organlarının tüm etkinliklere en az futbola verdikleri kadar önem duymaları, ilgileri ve katılımları sağlanmalıdır.
  4. Televizyon kanalları, yurt içi ve yurt dışı yarışmalarını daha çok görüntülemelidir.
  5. Eğitimsel olarak, şiddet içeren yabancı çocuk filmleri yerine, çocukların daha çok dikkatlerini çekecek, sportif amaçlı filmlere yer verilmelidir.

 II. KİTLE SPORUNUN GELİŞTİRİLMESİ VE GENİŞ TABAN OLUŞTURMA

7

  1. Herşeyden önce spor, politikacının karıştırılmadığı devlet politikası olmalıdır.
  2. Devlet, aile, okul, kulüp işbirliği giderek güç kazanmalıdır.
  3. Devlet, anaokulu veya ilkokuldan itibaren tüm fertlerine spor yaptırmayı görev bilmeli ve tüm siyasi partiler bunu parti programlarında belirtmelidirler. Sporun, eğitimin ve yaşamın bir parçası olduğu bilinci ile hareket edilmelidir.
  4. Ülkenin sosyokültürel veya ekonomik yapı dağılımı göz önünde bulundurularak, bilinçlendirilmiş öğretmenlerle ana okulu çağındaki çocuklar geleceğe yönelik sportif oyunlara alıştırılmalı, ilkokul çağında ise 7-8 yaşından itibaren fiziki yapı ve yeteneklerine göre temel spor dallarına yönlendirilmelidir. Temel spor ise yüzme, jimnastik ve atletizmdir. Bununla beraber genetik olarak yetenekli olduğumuz mücadele sporları da temel spor dalı olarak kabul edilmelidir.
  5. Milli eğitim ve (Milli) spor örgütleri ortak çalışmalı, Temel ders eğitimi ile temel spor eğitimi birbirini aksi yönde etkilememelidir. Her iki örgüt birbirine yardımcı olmalıdır. “Sağlam Kafa ve Sağlam Vücut” eski Roma’lılardan günümüze insan eğitiminin bütünlüğünü gösteren bir kavramdır.
  6. Spor kültür ve bilinci ile yetiştirilmiş öğretmenlerin, aileleri bilgilendirme teşvik ve yönlendirmeleri de son derece önemli olacaktır.
  7. İlköğretimde sportif temel eğitimle şekillendirilen çocuklar, orta öğretimde yarışmacı sınıfında yerlerini almaya başlayacaklardır. 20-25 milyon çocuk ve gencin spor yapması ve bunların da dörtte birinin yarışmacı olduğunu düşünecek olursak, başarı için plan program ve projeler kendiliğinden oluşacaktır.
  8. Yerel yönetimlere aktarılan spor etkinlikleri geniş tabanlı hizmeti sağlamalıdır. Her mahallede çok maksatlı pratik, prefabrik spor kompleksleri o mahallenin sportif potansiyelini oluşturacaktır.
  9. Geniş bir tabandan gelen ve kitle oluşturmuş spor, lise ve üniversite kampüslerinde, artık rekor kırmaya yönelik tesislere sahip olmalıdır. Böyle olunca lise ve üniversite takımları uluslar arası alanda her spor dalında ülkenin ismini duyuracaktır.
  10. Minik, yıldız ve ümit sporcular için yarışma sistemleri onların yapı taşlarını yok etmeye yönelik olmamalıdır. Bu yaştaki sporcular çokça ödüllendirilmelidir. En basitinden sistem tarafından eğitimi kolaylaştırılmalıdır. Başarılı olduğu sürece devletten burs almalıdır.
  11. Küçüklerin devam ettiği spor tesislerinde antrenör-sporcu ve antrenör-aile ilişkileri son derece candan, samimi fakat ciddiyetten uzak olmamalıdır.
  12. Yaz okullarına gereken önem verilmeli , yaz tatili nedeni ile sportif çalışmalar tatil edilmemeli, yaz kampları ve gençlik kampları gibi etkinlikler çok iyi değerlendirilmelidir.
  13. Okullar gibi ordu, emniyet güçleri, müessese ve kurum kulüplerine de önem verilmelidir. Zira bunlar geniş tabana sahip, kitlenin sportif olarak şekillenebileceği yerlerdir.
  14. Eskiden fabrika ve büyük iş yerlerinde zorunlu tutulan spor ve kulüp etkinlikleri yeniden canlandırılmalıdır.

 5

 

III. ÇAĞDAŞ SPORTİF EĞİTİM VE ÖĞRETİM

 8

  1. Eğiticiler iyi eğitilmelidir.
  2. Eğiticilerin eğitim programlarında, Türk spor hukuku, Türk spor tarihi, türk spor kültürü, pedegoji, psikoloji, beslenme, anatomi, spor fizyolojisi, sağlık, kondüsyon, antrenman sistemleri ve sporcu performans test konularına gereğince önem verilmelidir.
  3. Anadolu’nun değişik yörelerinde çalışan antrenör ve hakemler sık sık merkezi bölgelerde toplanmalı, periodik seminer ve kurslarla bilgileri tazelenmeli, gelişmeleri ve kaynaşmaları sağlanmalıdır. Bu kisilere ülke içinde yapılan uluslar arası turnuvalarda organizasyonla ilgili görevler verilmelidir.
  4. Milli takım kamplarının süreleri uzun, sporcu sayıları fazla tutulmalıdır. Yedek sporcular, Türkiye şampiyonalarında derece almış, performans sahibi sporculardan seçilmeli, asil ve yedek sporcuların birbirlerini yetiştirmeleri sağlanmalıdır.
  5. Milli sporcular ve tecrübeli müsabıklar antrenörleri ile birlikte değişik zamanlarda değişik bölgelere gönderilerek, o bölgelerin gelişmelerine katkı yapmalıdırlar.
  6. Eğitim kurullarının oluşturduğu özel ekiplerle bölgelerde yapılacak çalışmalarla , teknik gelişim ve standardizasyon sağlanmalıdır.
  7. Bölge faaliyetlerine ağırlık verilmeli ve bölgelerde gelecek vadeden sporcuların da milli takım kamplarına katılımları sağlanmalıdır.
  8. Bölgeler ve milli takım kampları modern eğitim araç ve gereçlerine sahip olmalı , eğitici dergi, kitap ve filmlerle kitaplık ve arşivler zenginleştirilmelidir.
  9. Ülkemizde uluslar arası seminer ve kursların çokça düzenlenmesine önem verilerek, çok sayıda eğitimcinin ve hakemin yararlandırılması sağlanmalıdır.
  10. Avrupa ve dünyadaki sportif gelişmeler günü gününe takip edilerek, ülkemize aktarılmalıdır.
  11. “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” örneğinde olduğu gibi, sporcu ve antrenör, gerekirse bir ömür boyu, okul eğitimi ile birlikte sportif eğitimini o sporun en üst seviyede uygulandiği ülkelerde tamamlamalidir. bu çocuklarin aileleri de başlarinda menejer gibi yer almalıdır. Bu şekilde Kanada’da buz pateni eğitimi alan ve dünya şampiyonalarina katılan kızımız benzeri kaabiliyetlerin yüzlercesinin devlet eli ile yetiştirilmeleri sağlanmalıdır.

Eğitimcilerin yurt dışında aldıkları eğitimi, ülkemizde uygulayacakları laboratuvar tipi sistemler oluşturulmalı, önleri açılmalı ve kendilerine her çeşit olanak sağlanmalıdır.

IV. GÜÇLÜ MÜSABIK YETİŞTİRME

9

  1. Antrenörler, Avrupa ve Dünya federasyonlarının açmış olduğu seminer ve kurslara gerektiğince katılmalıdırlar. Bu onları daha eğitimli görgülü ve bilgili kılacaktır.
  2. Milli takım kamplarında branşlarına göre birden fazla antrenör görev yapmalıdır.
  3. Yabancı antrenör çıkar yol olmamalıdır.
  4. İllerdeki elit sporcular, milli takım kampları dışında merkezi bölgelerde ortak çalışmaya alınarak, birbirlerinden yararlanmaları ve bu arada iyi beslenmeleri sağlanmalıdır.
  5. Çok sayıda sporcunun yarışabilmesini sağlamak için yurt içi uluslar arası turnuvalara önem verilmeli ve bu turnuvalar her kategori için düzenlenmelidir.
  6. Lig müsabakalarına önem verilmelidir.
  7. Ülke içinde yapılacak turnuvaların sayıları artırılmalı, Avrupa ve Dünya şampiyonalarına talip olunmalıdır.

Bu plan ve projeler bilimsel çalışmalar ışığında başarılı olacaktır.

 

BAŞARI İÇİN OLİMPİK SPORCUNUN ÖNEMİ

olimpik sporcu bebek gibi özenle bakılmalıdır.

*Biz bir olimpik sporcunun nasıl yetiştiğinin farkında değiliz.

*Halbuki onlar bizim gurur kaynağımız,

*Hatta milli kahramanlarımızdır.

*Bu sporculara ulvi heyecan verilmelidir.

*Sürekli ruhlarına hitap eden  moral eğitimi uygulanmalidir.

10

*Yediğinden içtiğine, ilacına, giyimine, kuşamına, uykusuna, istirahatine, moral yapısına, tibbi kontrollerine, hatta attığı adıma ve aldığı nefese  kadar hepsi kontrol altında olmalıdır.

*Özel doktoru, diyetisyeni, fiziko-terapisti, kondüsyoneri, antrenörü, kamp müdürü ve psikoloğu onu bebek gibi özenle bakmalı, hafiye  gibi takip etmeli ve moralini daima en üst seviyede tutmalıdır.

*Bunun için, olimpik  sporcunun kendini tümden teslim edebileceği;  tekniğine, taktiğine, motive etmesine, spor kültürüne ve uluslar arası  deneyimine inandığı, antrenör veya kondüsyoner gibi, lider bir  ağabeyine ihtiyacı vardır.

*Antrenör; “ölümüne başaracaksın” dediğinde, sporcu da ölümüne başarmanın ne anlama geldiğini bilecektir.

İşte budur ulvi heyecan.

 

Türk beden eğitimi kültürü ve Çin örneği

6

Başarılar kişisel kaabiliyetler çerçevesinde tesadüfi veya mucizevi olmamalıdır. Türk’ler tarihte daima beden eğitimi kültürüne verdikleri önem oranında büyük devletler ve imparatorluklar kurmuşlardır. Bu kültür; alpliğin, çihangirliğin ve kaptutiliğin ön kültürüdür. Spor; akıl ruh ve beden gelişmişliği çerçevesinde güçlü nesiller oluşturur. Bu nesiller, bilimin kültürün teknolojinin ve ekonominin hazır ordularıdır. Bugün milletler, tüm zenginliklerini kültürlerini ve gelişmişliklerini spor alanlarında sergilemektedirler. Gelişmiş ülkelerin savaşları da olimpiyat arenalarına taşınmıştır. Son olimpiyatlarda Çin; büyük insan gücü, teknolojisi, dünya ekonomisindeki yükselişi, atomu ve uzay sanayiindeki üstünlüğüne paralel olarak, 51 altın madalya ile bu alanda da büyüklüğünü  kanıtlamıştır. Pekin olimpiyatlarında Amerika 36, Rusya ise 23 altında kalmıştır. Türkiye ise tek altınla yetinmiştir. Bugün sportif büyüklük, tüm büyüklüklerin mühürüdür.

 

Selam, sevgi ve saygılarımla

 

Türkiye Olimpian Derneği Başkanı,

TMOK Üyesi

Anadolu Aydınlar Ocağı Başkanı

Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Eden Sporcular Federasyonu Onursal Başkanı

Dünya Aba Güreşi ve Geleneksel Sporlar Federasyonu Kurucu Başkanı

Previous article1. Avrupa Oyunları BAKÜ 2015
Next articleEMEKLİ VATANDAŞA 23.200 TL
Prof. Dr. İbrahim Öztek
1945 ORDU DOĞUMLUDUR. 1962 YILINDA KULELİ ASKERİ LİSESİNİ BİTİREREK, ASKERİ TIBBİYEYE GİRMİŞ VE 1970 ŞUBATINDA TABİP TEĞMEN OLARAK TSK’LERİNDEKİ GÖREVİNE ASKERİ TIBBİYENİN FİİLİ KADROSUNDA BAŞLAMIŞTIR. 10. PİYADE TÜMENİ BAŞTABİPLİĞİ, ANKARA GATA’DA İHTİSAS, ÇAMLICA ASKERİ HASTANESİNDE UZMANLIK VE İSTANBUL GATA’DA ÖĞRETİM ÜYESİ GÖREVLERİNDE BULUNMUŞTUR. 1985 YILINDA KURULAN GATA HAYDARPAŞA EĞİT.HAST. VE PATOLOJİ SERVİSİNİN KURUCU ÖĞRETİM ÜYELERİNDENDİR. 1992 YILINDA ZÜRİH VE CENEVRE ÜNİVERSİTELERİ İLE ZÜRİH KANTON HASTANESİNDE STAJ VE İNCELEME ÇALIŞMALARI YAPMIŞTIR. 1993 YILINDA AMERİKAN ANJİOLOJİ KOLEJİ BİLİMSEL KONSEY ÜYELİĞİNE SEÇİLMİŞTİR. GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ BAŞTABİP YARDIMCILIĞI VE PATOLOJİ DİREKTÖRLÜĞÜ GÖREVİNDEN 1996 YILINDA EMEKLİ OLMUŞTUR. 2004-2010 YILLARI ARASINDA KOŞUYOLU KALP ARAŞTIRMA VE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ ETİK KURUL ÜYELİĞİNDE BULUNMUŞTUR. BİR KISMI YURT DIŞINDA YAYINLANMIŞ 360 BİLİMSEL ÇALIŞMASI VARDIR. 4 AYRI TRANSPLANTASYON (ORGAN NAKLİ) KİTABINDA “KALP TRANSPLANTASYONU PATOLOJİSİ” KONULU BÖLÜMLER YAZMIŞTIR. 1995 AMERİKAN DERMATOLOJİ YILLIĞI KİTABINDA “DERİ KİSTLERİNDE KARSİNOMATÖZ DEĞİŞİKLİKLER” BÖLÜMÜNÜ YAZMIŞTIR. 14 SPORTİF KİTABI BULUNMAKTADIR. 1992 VE 1993 YILLARINDA ARKADAŞLARI İLE BİRLİKTE YAPMIŞ OLDUKLARI BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDAN BİRİ DÜNYA BİRİNCİLİĞİ, BİR DİĞERİ İSE DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ ÖDÜLLERİ KAZANMIŞTIR. ÜLKEMİZDE SAYISIZ BİLİMSEL DERECELER VE ÖDÜLLER KAZANMIŞ OLUP, 10 ADET TÜBİTAK TEŞVİK ÖDÜLÜ SAHİBİDİR. DÜNYANIN EN BÜYÜK VAKA SAYISINA SAHİP BİRÇOK ÇALIŞMASI MEVCUT OLUP, BUNLARDAN BİRİ 4500 VAKA İLE AKCİĞER KANSERLERİDİR. TEMA EĞİTMENİDİR. MİLLİ JUDOCU OLUP, 20’YE YAKIN TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU, BALKAN TEŞVİK ŞAMPİYONLUĞU, AVRUPA TURNUVALARINDA DERECELERİ BULUNMAKTADIR. JUDO’DA 8. DAN, KARATE, TEKVANDO, AİKİDO VE VUŞU’DA 6. DAN SAHİBİDİR. 15 YIL TÜRKİYE JUDO, KARATE KURAŞ, AİKİDO, VUŞU/KUNGFU FEDERASYONLARI BAŞKANLIĞI, BALKAN, KARADENİZ ÜLKELERİ, AVRUPA, AVRASYA VE DÜNYA FEDERASYON BAŞKANLIKLARI GÖREVİNDE BULUNMUŞTUR. BU FEDERASYONLARIN BİR KISMINI KENDİSİ KURMUŞTUR. SPORCULARI AVRUPA, DÜNYA VE OLİMPİYAT ŞAMPİYONLUKLARI KAZANMIŞTIR. TMOK ÜYESİ, TÜRKİYE OLİMPİAN DERNEĞİ BAŞKANIDIR. ULUSLAR ARASI ABA GÜREŞİ GENEL KOORDİNATÖRÜDÜR. ANADOLU AYDINLAR OCAĞI BAŞKANI, TÜRKİYE AYDINLAR OCAĞI YÖNETİM KURULU ÜYESİDIR.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.