Azerbaycan Türkçesi
New York Moda Haftası’nın yetenekleri
Yaratıcı kardeşler
Laura ve Kate Mulleavy, sergiledikleri sıra dışı kıyafetlerle Mercedes-Benz Moda Haftası’nın en çok konuşulan tasarımcıları oldu. 2013 bahar modası hakkında bize fikir veren kardeşler soyut ve radikal bir tasarım anlayışına sahip.
Gizemli giriş
Gecenin başlangıcında, Jessica Stam, parlak, siyah, deri bir elbise ile karşımıza çıkıyor. Altına da balıkçı yaka, vücudu saran ve geometrik desenlerle bezenmiş bir elbise giyiyor. Apartman topuk ayakkabılarının bağcık kısmında gümüş rengi, daire şeklinde bir toka bulunuyor. Hem betimlemek hem de gelecek diğer kıyafetlere dair ipucu vermek için şu söylenebilir, her şovda ilk izlenimler geriye kalan bölümler hakkında fikir verir… Şimdi de sahneyi, üzerinde şerit halinde sarmaşık baskısı olan ipek bir bluz ve yerlere kadar inen yırtmaçlı, zeytin dalları ile süslenen eteği ile Franzi Müller dolduruyor. Şovu müziğiyle tamamlayan DJ Michel Gaubert, akışı The Breeders grubunun “Invisible Man” şarkısıyla değiştiriyor, 1980’lerin sonuna doğru giderek punk ve indie rock gezintileri yapıyor. Siyah, kırmızı ve altın rengi taşıyan elbise göründüğünde, izleyiciler heyecanlanmaya başlıyor. Amerika Vogue dergisi editörü Anna Wintour’un yüzündeki ifadeden, kardeşlerin elde ettikleri başarı anlaşılıyor.
Bütün ortaçağ göndermeleri, yerlere kadar etekler, sımsıkı bağlamalı korseler ve gösterişli gümüş takılar… Hepsi sanki fantastik bir öyküden çıkmış gibi. Kadife gibi sırmalardan, deri, ipek ve metal renkli desenlerden yapay elmaslara kadar her şeyin artık bir açıklaması var. Sahne arkasındaki iki kız kardeş temaları üzerinde çalışmışlardı. Görünen o ki 1970′lerin fantastik oyunu, cesur askerler ve canavarlarla dolu “Dungeons&Dragons” (Zindanlar&Ejderhalar) onlara ilham kaynağı olmuş. Bugünün bilgisayar destekli maceralarından çok uzak, bu masa oyunu insanları paralel bir evrendeymiş gibi içine çekiyor, hâlâ en başarılı oyunlar arasında yerini alıyor.
Ana karakterler de kötü karakterler de tiyatral rollerine uygun olarak pelerin giyiyorlardı. Laura ve Kate Mulleavy’nin hünerli elleri sayesinde bu göndermeler de kendilerine ait özellikler edinmiş. Savaşa hazır, giyinip kuşanmış prensesler, ayaklarındaki ayakkabılar ile koruyucu botlara yeni bir anlam kazandırıyor. Yakından bakıldığında hepsinin mükemmel bir işçilikle üretildiğini görüyorsunuz.
Özgür ruhlu bir merak
İki kardeşin sıra dışı tasarım anlayışlarının kaynağı, moda tasarımı yerine, Berkeley’de sanat ve Amerikan Edebiyatı okumaları olarak gösterilebilir. Özgür ruhlu anne ve babaları da, açık görüşlü bakışlarını teşvik etmekte büyük rol oynamış. Babaları bitki bakımıyla uğraşan kardeşlerin anneleri ise halı dokuma ile ilgileniyor. Böyle bir yaratıcı ve besleyici ortamdan gelen Laura ve Kate Mulleavy, ilk koleksiyonlarının çizimine mutfak masasında başlayarak odalarında tamamladıklarını gururla anlatıyor. Uğraşlarının yönü biraz değişmiş olsa da, babalarının üniversite tercihi konusunda yaptığı öneriyi hâlâ hatırlıyorlar. “Merakınızı yitirmeyin ve kariyerinizin size sunduklarına ayak uydurmak zorunda hissetmeyin!”
