Güney Azerbaycanda Ermeni cinayetleri ,19 mart 1918 Urmu katliamı.

0
1785

İranda son Türk hanedanı olan Kacar hükümetinin son yılları nerdeyse egemenliğinin etkisizleştiği derecede   çökmüştür.Hükümetten kaynaklıanan zaaflar sonucu ve Rusya ile  batı ülkelerinin bölgedeki menfaat yarışı  Güney Azerbaycan için büyük tarihi trajediler ve acı günleri beraberinde  getirmiştir.Binlerce Ermeni ve Asori  farklı bölgelerden Batı Azerbaycanda yerleştirilerek  başta Rusya olmak üzere Fransa ingiliz ve Amerika tarihi Azerbaycan topraklarını Türklük ve Türklerden boşaltmak için seferber olmuşlardır. Bu bölge  hem tarihi hemde bugünkü resmi idari adıyla Batı Aerbaycan olarak bilinmektedir.  Urmu -Sulduz -Salmas- Hoy -Goçaçay -Maku -Hoy -Sayıngala -Tikantepe -Soğuk Bulak- şehirleri  bölgenin önemli yerleşim yerlerindendir.

Son 200 yılda bölge fırsatcılarının Güney Azerbaycanın batısı için  çizdikleri hayali haritalarda Urmu şehri  merkeziyet konumundadır. Dün Hayali büyük Ermenistan vaadi ile bu bölgeyi Türklerden boşaltmak isteyenler  bugün PKK nın Iran kolu Pjaka aynı vaadleri vermişlertir.Urmu bölge fırsatçıları ve terrör örgütlerinin  toprak iddialarında  150 seneden beri merkezi konumdadır.

19 uncu yüzyılın son çeyreğinden başlayarak Amerika Fransa İngiliz ve Rusya önce mezhebsel ve eğitim  kurumları adı altında bölgede kendilerine yer açmaya başlamışlardır  ardındanda askeri cephe ve savaş üssü olarak bu bölgeyi Azerbaycanlıların iradesi dışında  kullanmışlardır. Urmunun batı dünyası için tarihi olarak  büyük stratejik önemi vardır. Örnek için İran Amerika ilişkileri 1834 de Urmu merkeziyeti ile başlatılmıştır.Vatika  ilk temsilciliğini bu şehirde  açmıştır.

Güney Azerbaycan 1909 yılından itibaren açık bir şekilde Ruslar tarafından işgal edilmiştir.Bu işgalin ardından  özellikle Batı Azerbaycanda Ermenilerden oluşan bir bölge oluşturmak için seferberlik başlatılmıştır.

Bütün bu hazırlıkların devamında birinci dünya savaşının başlaması  ve akabinden Kacar (Iran)hakimiyyetinin tarafsızlığını ilan etmesi ile birlikte Rusya ve müttefikleri için tarihi fırsat doğmuştur ve savunmasız  Batı Azerbaycan oluşturmak istedikleri Ermenistan için müsait hale gelmiştir.

İran Türkiye sınırında yerleşen Güney Azerbaycanın batı şeridinde Ermenilerden ve Asorilerden oluşan bir bölge ayrıca Osmanlıya karşı Ermenilerden bir üs kurma açısından da Rusya ve mmuttefiklerinin bölgedeki hakimiyyetlerini güvence altına almaktır.Bütün bu sinsi planlların sonucunda birinci dünya savaşı 1914-1916 yılları sırasında  Güney Azerbaycanın batı şeridinde yaşayan 150000 yerli Tüek hunharca katl edilmiştir.

Rusya Doğu Anadoluda yaşayan Ermeni Asori azınlıklarını Osmanlı hükümetine karşı kışkırtarak  Güney Azerbaycan ve Doğu Anadolu bölgesinde isyancıları silahlandırarak yerli Türklere karşı açıkça soykırım yapmıştır.

.Anadolunun doğusunda Osmanlının savaştığı Rusyanın kolu rölunu üstlenen yüzlerce Ermeni ve Asori bu sefer Rusya tarafından zaten işgal edilmiş ve merkezi hakimiyet tarafından kaderine terk edilmiş Batı Azerbaycanda ve yoğun olarak  Salmas ve Urmu şehirlerinde yerleştiriliyorlar.Halk tarafından çağrılmamış bu işqalci misafirlere Cilo adı verilmiştir ve Ciloların 3 sene boyunca halka yaşattığı facialar dönem halk  arasında Ciloluk diye bilinir.1915 yılının sonbaharından itibaren ciloların dini ve aynı zamanda siyasi  lideri  Marşimon için  Salmasda bir üs kurulmağa çalışılmıştır.Ebedi Azerbaycan toprağı ve Türk şehri olan Salmas Ermeni ve Asorilerin siyasi merkezi haline getirilmiştir.Rus Ordu ve hükümet temsilcileri Ciloların dini siyasi lideri Marşimonu resmi törenle Salmasta karşılamışlardır   ve artık Azerbaycan topraklarında kurulacağını vaad ettikleri Ermenistanın temsilcisi gibi Ermeni ve Asorilerin askeri eğitim ve donanıtımı amacıyla harekete geçmişlerdir.Bu arada yerli Ehali umudunu Merkezi İran hakimiyyetinden kesmiştir ve Azerbaycan mücahitlerininde içerisinde bulunduğu Osmanlı ordusundan başka beklediği  bir kurtarıcılık umudu yoktur.Cilolarin batı Azerbaycana yerleşmesi ile birlikte yerli halk için  vahşet korku ve ölüm dolu günler başlamıştır.1917 Rusya devrimi ile birlikte Rusya ordusu resmen bölgeden geri çekilsede savaşın başından beri Ciloları organize eden Rus  konsolu  Nikitin güçleri ile birlikte cinayetlerine devam etmektedir.1917 Rusya devriminden sonar  Amerika ingiliz ve Fransa devletleri eğitim yardım ve kızılay kurumları adı altında  Cilolara  para ve silah desteği için  daha aktiv rol almağa başlamışlardır .Gün yüzüne çıkan resmi telegraf ve mektuplarda Ermenilerin batı Azerbaycanda yerleştirilmesi ve silahlandırmasında bu siyasi temsilcilerin neler yaptıkları açıktır.Meşhur Fransız kızılayı resmen Ciloların silah kaynaklarının temin merkezi olarak çalışacaktır.4 devletin tarafından beslenen Ciloların Aerbaycanın savunmasız Türklerine  yaşattıkları acı olaylar bu bölgenin insanlarının gözlerini hala dolduracak kadar çok derin  yara bırakmıştır.Ciloların tepeden tırnağa silah ve para olarak donaltılmasıyla birlikte yerel halkın silahları zorla teslim alınmış evler yağmalanmış ticaret merkezleri özellikle Urmu ve Salmasın çarşıları ateşe verilerek yakılmıştır.özellikle 1918 şubat ayından itibaren Ciloların arkalarının sağlamlaşmasıyla birlikte 6 ay boyunca sokaklarda evlerde köylerde 10 binlerce Güney Azerbaycan Türkü  hunharca katledilmiştir.Dilekolay bir değil iki değil bin değil  10 binlerce…resmi belgelere gore 1918 senesi 22 şubat la 25 şubat arası 3 gece gündüz   Urmuda Ehalinin evleri yağmalanmış ev sahipleri katledilmiş kadınlar…

Olayların gidişatında Ciloların lideri olan Marşimon ile  toprak ve hükümet vaadi ile kandırılmış Kürt şikak aşiretinin lideri Simitko ikilisi aralarında bir işbirliği anlaşması yapmaya  karar vermek için Simitkonun evinde buluşuyorlar Simitko İngiliz ve Ruslar la yaptığı işbirliğinde rakipi olarak gördüğü  misafirini kendi evinde katl ediyor .Simitkonun olay sonrası kaçışı üzerine Cilolar için çok önemli yeri olan elinde binlerce yerli Türkün kanı olan cani Marşimonun  ölümü  üzerine Cilolar  hazır bahane bularak Salmas ve yakınında bir kasaba olan Köhneşeherin silahları alınmış savunmasız ehalisini katliam ediyorlar.  Yaz bayramını karşılamaya hazırlanan halkın geneleksel olarak kutladığı ve ağırladığı şemsi yılının son

Salı günü Son çerşembe denilen bayram günü Urmu kan gölüne dönüyor. 19mart 1918 Salı gününden başlayarak 12 saat boyunca binlerce Urmulu en fecii şekilde kendi toprağında katl ediliyor.Olayın şahidi olanlardan olan İran hükümetinin Urmudakı temsilcisi  sonralar Urmunun kızılay kurumunun    başkanı  olan önemli bir tarihçi ve başka tarihçilerin ve olay tanıklarıının tanımıyla okadar insane öldürülüyor ki camilerden ve sokaklardan kan akıyordu…cenazelere toplu namaz kılınarak üst üste defn ediliyordu …çocuklar ve kadınları tandırlar ve kuyularda saklanarak ölüm ve tecavüzden kurtarmaya çalışılıyordu…Kdınlar namuslarını korumak için topluca intihar ediyorlardı…Cilolar zorla evlere girip ev ehalisini katl en feci şekilde edip kadınların ismetine el uzattılar…o günlerin acısını büyüklerinden duyan ve ya bizzat yaşayan yaşlıların acısı hala tazedir…Fransız kızılayının Rusya ingiliz ve Amerika temsilcilerinin yardım ve eğitim yada siyası temsilcilik adı altında bu cinayetlerin organizatörlüyünü üstlendiklei açık bir şekilde belgelenmiştir …tarihi kaynaklara göre  Ciloluk döneminde 150000 Türk Salmas Urmu Hoy ve batı Azerbaycanın diğer şehirlerinde katl edildi…1925 de Pehlevi hükümetinin ingiliz desteği ile İranda iktidara getirilmesi ile birlikte yeni hakimiyyet  anti Türk anti Azerbaycan siyaseti yönünde  bu olayı unutturmaya çalışarak  elinden geldiğince izlerini yok ederek  kayda geçmesini engellemek istemiştir…toplu mezarlıkların üstünde binalar dikilerek mezarlıkların açılmaşı önlenmiştir . Barış komisyonları kapsamında olayda elleri olanlar korumuştur bunun bir bölgesel kavga  gibi  silinmeye çalışılmıştır …2012 senesinde Urmunun 15 Hurdad okulu yenilenmek üzere yıkıldıktan sonar bu okulun  Kara Sandık adlı bir  mezarlığın üstünde dikildiği  açığa çıkmıştır  toplu gömülmüş yandırılmış kemikler ve çıkan izler bu sefer  yeni hükümet tarafından kapatılmış ve arkeologlar ve tarihçiler tarafından yakından incelemesine izin verilmemiştir…

Hala her sene İran hükümetinin koruması altında ve resmi ruhsatıyla İran Ermenileri Türkiye elçiliği önünde cinayetkar ecdadlarının hakkını arama idddiasıyla Türke karşı nerdeyse küfür ve nefret içeren pankard ve sloganlarla  yüzsüzcesine soykırım propagandası yaparlar ama kendi toprağında soykırıma maruz kalmış Güney Azerbaycan Türkleri  İranda Ermenilerden vey a İranın düşmanım dediği batıdan hesap sorarlarsa siyasi suç işlemiş olurlar …ama bu bir gerçektir ki eğer bugün halkın sadece  kitaplardan öğrendiyi değil   belki miili tarihi hafızasında koruduğu  Ciloluk diye bir tanım varsa ve milli tarih bilinci milli acıları unutmamak ve unutturmamak üzere oluşmşsa  ve ben ya daha doğrusu  onlarca benim gibi Güney Azerbaycan Türkü o soykırımı yaşayanların torunları  olarak bu satırları yaza biliyorsak ve o analar ve atalarımızın yaşadığı  acı bizim için hala taze ise …bu satırları yazarken o acıyı barmaklarımın ucundaa hissediyorsam  demek ki unutulmamıştır ve hatta yaşamımızda varlığını kazanmıştır ve bizim adaletimiz bunların hesabını soracaktır onların  adaleti ise ne kadar gerçeklerden kaçmak istesede bizim milli medeni adaletimizin karşısına çıkmaya mecbur kalacaklar.

Mehsa Mehdili Salmaslı

17-3-2016

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.