Zaur Şüküroğlu
Araştırmacı-yazar
Dış odakların, kendisini bölünmüş gösteren harita skandalları ile sık sık karşılaşan Azerbaycan, ne yazık ki bu hususta zaman zaman da Türkiye’den vurulmaktadır.“Bize ve dünyaya kaynak” sloganıyla yayımlanmışTürkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi üzerinden bile!Üzülerek söylüyoruz ki 1988-2013 yılları arasında 25 yılda 44 cilt olarak yayımlanan ve iki senedir internette de hizmete sunulan İslâm Ansiklopedisi’ndeAzerbaycan haritası farklı gösterilmiştir. Üstelik bu,söz konusu ansiklopedinin hazırlandığı Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) bünyesindeki İslâm Araştırmaları Merkezi’nin (İSAM) ilk skandalı da değil.
İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında yayımlanan 4. cildinin “Azerbaycan” maddesinde yer verilen haritada Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni, Ermenistan sınırları içinde gösteren İSAM idaresi, ansiklopedinin 1998 yılında yayımlanan 17. cildinin “Hazar Denizi” maddesinde yer alan bir haritada da başka bir skandala imza atarak Nahçıvan’ı temelli yok saymış.4. ciltteki skandal harita ile ilgili daha önce bir yazı yayımlamış,[1]orada 17. ciltteki skandalı da haber vererek ayrıca bir yazı ile gündeme getireceğimizi belirtmiştik. İşte bu yazımızın konusu da 17. ciltteki söz konusu skandal harita ile ilgilidir.
Yönetim / Danışma Kurulunun başını çeken kişi Tayyar Altıkulaç!
Yukarıda bahsettiğimiz ilgili yazımız ve aynı zamanda bazı haber sitelerinde yazımız üzerine yapılan haberler[2] aracılığı ile 4. cildindeki harita skandalı çok konuşulan, Azerbaycan’da ve Türkiye’de birçok okuyucu tarafından kınanan TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 17. cildindeki harita skandalı da çok konuşulacak ve tepkilere neden olacak türdendir.
Daha sonraki ciltlerde adına “Yönetim Kurulu” denen Danışma Kurulunda başta Diyanet İşleri eski başkanlarından Tayyar Altıkulaç olmak üzere Mustafa Çağrıcı, Hayreddin Karaman, Ahmet Özel ve Metin Tuncel’in de bulunduğu ansiklopedinin 17. cildinin “Hazar Denizi” maddesinde bölgeyi gösteren bir haritada ne yazık ki Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti yok.
Türkiye ile sınırı olan Nahçıvan yok!
TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 17. cildinin “Hazar Denizi” maddesi 3 bölümden oluşmaktadır. 1. bölüm Sırrı Erinç, 2. bölüm Xavier de Planhol, 3. bölüm Hayrettin Uzun tarafından kaleme alınmıştır. Kocaeli eski milletvekili olan merhum Hayrettin Uzun’un müellifi olduğu “Hazar Gaz ve Petrolleri” başlıklı 3. bölümde yer alan, Hazar gaz ve petrollerinin nakli ile ilgili bir proje için kullanıldığı belirtilen haritada Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı olan ve Türkiye ile sınırı bulunan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti yok sayılmış, arazisi tabir câizse, Ermenistan ile İran’a peşkeş çekilerek bu ülkeler arasında bölüştürülmüş, dolayısıyla da ciddi bir yanlışa imza atılmıştır. Bu durumda, ansiklopedide Azerbaycan’a karşı harita skandalına ikinci kez imza atılmasının kafalarda soru işaretleri bırakacağını söylemek yanlış olmaz. Açık konuşmak gerekirse, Diyanet’in 44 ciltlik bir İslâm Ansiklopedisi’nde Azerbaycan haritasının mükerreren tahrif edilmesinin sorumsuzluk ve yetersizlik eseri olması apaçıktır ve sabotaj olarak algılanması da kaçınılmazdır.
Skandal haritaya göre Hazar gaz ve petrollerinin Türkiye’ye nakli projesinde “Ermenistan da var”…
İslâm Ansiklopedisi’nin 17. cildindeki söz konusu harita skandalı ne yazık ki Nahçıvan’ın yok sayılmasıyla sınırlı değil. Haritaya göre Hazar ve çevresi petrollerinin Türkiye üzerinden Akdeniz’e nakli ve aynı zamanda Hazar ve çevresi doğal gazının Türkiye’ye nakli projelerinde “Ermenistan da yer almaktadır”. Ancak bu “bilgi” son derece hatalıdır, uydurmadır ve cehalet olduğu gibi, aynı zamanda komedidir. Çünkü Ermenistan, 1994 yılından beri büyük petrol ve doğal gaz projelerine katılan Azerbaycan’ın yer aldığı tüm bölgesel ve uluslararası projelerin dışında kalmıştır. Bunun sebebi de Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarının bir kısmını, yâni Dağlık Karabağ ve çevresini işgal etmesi ve bu işgali uluslararası belgelere rağmen hâlâ sürdürmesidir. Bu nedenle de Ermenistan, fiilen Azerbaycan diplomasisinin çabaları sonucunda ve en önemlisi kendisinin saldırganlığı yüzünden hemen hemen tüm bölgesel ve uluslararası projelerin dışında tutulmuştur.
Şunu da belirtelim ki bazı okuyucularımız, her ne kadar haritada yok sayılsa da söz konusu petrol ve doğal gaz boru hatları, aslında Nahçıvan’dan geçen boru hatları olabilir mi diye düşünebilirler. Şimdiden söyleyelim ki Nahçıvan’dan geçen böyle bir petrol ve ya doğal gaz boru hattı bulunmamaktadır ve hiçbir zaman da düşünülmemiştir.
İSAM’dan bana verilen bilgi…
İslâm Ansiklopedisi’nin 4. cildindeki harita skandalına dair yazımızı yazarken hakkaniyet gereğince görüşlerini almak üzere İslâm Araştırmaları Merkezi’ni (İSAM) aramış, tavsiye üzerine resimleme birimiyle irtibat kurarak bu birimin yetkililerinden bilgi almış ve aldığımız bilgilere yazımızda yer vermiştik. Bu yazımız için de aynı hassasiyeti göstererek İSAM’dan bilgi almak istedik ve direkt merkezin resimleme birimiyle irtibata geçip bir yetkili ile görüştük. “Hazar Denizi” maddesinin “Hazar Gaz ve Petrolleri” başlıklı 3. bölümünde yer alan haritanın içerdiği, yukarıda bahsi geçen ciddi hatayı izah ettikten sonra söz konusu haritanın, maddenin müellifi Hayrettin Uzun tarafından mı gönderildiğine, yoksa kendileri tarafından mı maddeye alındığına dair sorduğumuz soruya karşılık aldığımız cevap kısaca şöyledir:
“Haritayı madde müellifi taslak halinde göndermiş, belirlenmiş biçimlere uygun olarak bizim grafikerimiz tarafından çizilmiş, yayınlanmadan önce de ansiklopedinin ilgili ilim dalından onay alınmıştır.”
Bu cevabından sonra muhatabımız, olur onayı hususunda, ilgili ilim dalı ile görüşmemizi tavsiye etse de ne yazık ki defalarca aramamıza rağmen telefonlarımıza çıkan olmadı. Buna bakmayarak kanaatimizce ortada net olan bir şey var. O da söz konusu skandal haritanın madde müellifi ile İSAM idaresinin ortak “çabalarının ürünü” olmasıdır. Ama daha şaşırtıcı olanı, yıllardır dağıtımı ve satışı yapılan ansiklopedinin söz konusu cildi içindeki haritanın, bugüne kadar hiç kimse tarafından fark edilmemiş olması ya da görüldüğü halde yetkililerin uyarılmamasıdır.
Bu arada şunu da belirtelim ki “Hazar Denizi” maddesindeki söz konusu skandal haritaya dikkatlice bakıldığında haritada yer alan ülkelerin birbirleriyle olan sınırlarının umumiyetle acemice çizildiği ve olması gerektiği gibi gösterilmediği görülür. Bu da söz konusu haritanın İslâm Ansiklopedisi gibi önemli bir eserin ciddiyetiyle kesinlikle bağdaşmadığını göstermektedir.
Diyanet’in Azerbaycan’a bir özür borcu vardı!
Azerbaycan’a karşı ikinci kez harita skandalına imza atan İslâm Ansiklopedisi’nin 17. cildinin Danışma Kurulunun başında bulunmuş, 90’lı yıllardan beri bir ayağının hep Azerbaycan’da olduğunu bildiğimiz, başta Azerbaycan olmak üzere; TDV’nin yurtdışındaki hizmetlerini ve faaliyet alanını, kendi öngörüsüyle ve talimatlarıyla şekillendirdiğini ise çok iyi bildiğimiz Tayyar Altıkulaç’ın olayla ilgili nasıl bir tavır sergileyeceğini merak ederken, Türkiye Diyanet Vakfı’nın 4. ciltteki harita skandalı ile ilgili herhangi bir açıklama yapmadığını ve Azerbaycan’dan özür dilemediğini de belirtelim.
Yapılması gerekenler!
İslâm Ansiklopedisi’nin sahibi Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), 4. ve 17. ciltlerdeki söz konusu skandal haritalar hususundaki cehaletini ve sorumsuzluğunu daha artık geç kalmadan görmeli ve yaptığı hataları ivedilikle düzeltmelidir. Çünkü bu konu, Azerbaycan açısından milli bir meseledir. O yüzden üzerinden geçmek kesinlikle düşünülemez. Umarız bu yazımızdan sonra TDV ve İSAM yöneticileri, Azerbaycan’a bir özür borçlarının olduğunu anlayacak, hem hatalarını düzeltecek, hem de Azerbaycan’la ilgili bundan sonraki çalışmalarında iki kardeş devlet arasında siyasi bir krize neden olabilecek yeni bir skandala imza atmamak için daha dikkatli olacak ve sorumluluk bilinci içerisinde hareket edeceklerdir.
Şimdi ise İslâm Ansiklopedisi’nin 4. ve 17. ciltlerinin bu halleriyle tekrar basımı, internetteki yayını[3] , mevcut baskılarının da dağıtımı ve satışı durdurulmalıdır. Çünkü söz konusu skandal haritaların bulunduğu bu ciltlerin bu şekilde basımına, dağıtımına, satışına ve internette yayınlanmasına devam edilmesi gayet tabii olarak Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün Türkiye tarafından tanınmaması anlamına da yorulabilir ve bu durum iki kardeş ülke arasında ciddi bir diplomatik rahatsızlık doğurabilir. O nedenle Diyanet yöneticilerini bu konuda hassaslık göstermeye çağırıyor, söz konusu haritaların değiştirilmesini talep ediyor ve ilgili ciltlerin sonraki baskılarında ve tercümelerinde bu hataları tekrarlamamalarını tavsiye ediyoruz. Şimdiye dek binlerce cilt Türkiye’de ve diğer ülkelerde dağıtılmış olsa bile zararın neresinden dönülse kârdır derler.
Eğer Diyanet, bu skandalları görmezden gelerek Azerbaycan’dan özür dilemez ve iki haritayı da ivedilikle değiştirerek yanlışından dönmez ise, o zaman biraz olsun şeref ve haysiyeti varsa, Nahçıvan dâhil olmak üzere Azerbaycan’daki bütün faaliyetlerine son vermelidir. Mademki Azerbaycan’a karşı tekrar tekrar saygısızlık yapıyorsun ve kardeş ülkenin toprak bütünlüğünü tanımıyorsun, yapman gereken budur.
İslâm Ansiklopedisi gibi ciddi bir eserin Azerbaycan’la ilgili çok önemli iki maddesinde skandal haritalara imza atan ve hatalarını sürdüren bir Diyanet, Azerbaycan’daki bütün çalışmalarını durdurmalı ve bir daha da bu ülkede faaliyet yürütmemelidir.
Çünkü bir Azerbaycanlı olarak, ülkemizin bir bölümünü inkâr eden bir kurumun bize İslâm’ı öğretemeyeceği kanaatindeyim. Toprak bütünlüğünü tanımadıkları bir ülkenin halkı arasında faaliyet yürütmeleri din hizmeti olamaz.
Birazcık empati lütfen!
Azerbaycan’da yayımlanan ciddi yayınlarda Türkiye’yi bölünmüş olarak gösteren harita yayımlansa Türkiye memnun olur mu? O nedenle bu konudaki yanlışlar ivedilikle düzeltilmelidir. Tabii ki Can Azerbaycan, bu tip haritalarla bölünmeyecektir, ancak kardeşi Türkiye’nin buna dikkat etmesi lazım. Kim olursa olsun gerçeklerden ayrılmaması lazım. Böyle bir harita, bırakın kardeş ülkeyi, farklı ülkelerle ilgili olsa bile kabul edilmezdi. Olmaması gereken, farklı tartışmalara neden olabilecek büyük bir yanlış. Biz, Türkiye’yi en az Azerbaycan kadar çok seven Azerbaycanlı bir araştırmacı olarak uyarı görevimizi yaptığımızı bildirir ve konuyu yüce Türk milletinin taktirlerine sunarız.
[1] Azerbaycan’da faaliyet gösteren avrasiya.net haber sitesinde 18.05.2015 tarihinde “İslam EnsiklopediyasındaAzərbaycanla bağlı 24 illik təhrif və qarayaxma” başlıklı yazımız için bk.
[2] bk
- http://hocalihaber.com/tdv-islam-ansiklopedisinde-azerbaycan-haritasi-tahrif-edilmistir/;
- http://www.azadinform.az/news/a-106401.html;
- http://www.olaylar.az/news/problem/157898/#.Vpz5kQrFMbI.facebook;
- http://sia.az/az/news/social/523713-ermeni-texribati-yoxsa-savadsizliq;
- http://www.guneyazldp.com/?p=18630&lang=en
[3] bk
[…] hassasiyeti göstereceklerine inancımız tamdır. Zaur Şüküroğlu’nun söz konusu yazısına http://hocalihaber.com/tdv-islam-ansiklopedisinde-skandal-…/ linkinden ulaşılabileceğini okuyucularımıza hatırlatır ve bu vesile ile biz de konuyu yüce […]