DİNİME, NEYE İNANIP, NEYE HİZMET ETTİĞİME SORULARLA ÖZELEŞTİRİ

0
1501

Efkan ÖTGÜN yazdı

Bir rivayete göre Müslümanlık en iyi dinmiş. Doğrusu ben de öyle duymuştum. Müslümanlık Allah’ın insanlar için gönderdiği son din, bu dinin peygamberi son peygamber ve ona gönderilen Kuran son kitaptır diye yüzyıllardır söylenegeldiği gibi bu gün de aynı söylemler tekrarlanmaktadır. Ki ben de bunun öyle olduğuna inanmak istiyorum. Lakin dinler tarihine baktığımızda en çok sıkıntıyı çeken Müslüman alemidir. En fakir ülkeler Müslüman ülkelerdir. Ahlaksızlığın en çok yaşandığı ülkeler yine Müslüman ülkelerdir. Katliamların, açlığın, hırsızlığın, fuhuşun en fazla yaşandığı ülkeler yine Müslüman ülkelerdir.

Burada bir çelişki olmalı diyor ve 100 kişiye bu durumun sebebini soruyorum. Sormuş olduğum 100 kişinin 100’ü de benimle aynı fikirde olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Müslümanlık bu değil ki.”

  • Peki Müslümanlık bu değilse nedir?
  • Müslümanlık Kuran da yazılandır.
  • Kuran da yazılana kimlerin uyması gerekir?
  • Müslüman olan herkesin.
  • Müslüman olan, ya da müslümanım diyen herhangi birilerinin uyduğu var mı?
  • Hayır.

Tatmin edici bir cevap alamayınca geriye dönüyor başka nedenler arıyorum.

Mesela diyorum, Irk temeline dayalı bir ahlaksızlık olabilir mi? Hayır. Sebebine gelince Müslüman olan çeşitli ırklar vardır ve hepsinin geni olumsuzluklarla kodlanamaz!

Tekrar geriye dönüyor ve Coğrafik şartlardan kaynaklı bir ahlaksızlık olabilir mi? Hayır. Çünkü dünyanın çeşitli yörelerinde farklı coğrafik şartlarda yaşayan farklı ırk, farklı kültür ve farklı yaşayış tarzlarından kaynaklı bir gen kodlaması da olamaz!

Dil diyorum, iklim diyorum, eğitim diyorum, kısacası diyorum diyorum diyorum. Ama ilginçtir bu kadar olumsuzlukların nasıl olur da Müslüman aleminde biriktiğine bir türlü açıklayıcı sebep bulamıyorum.

Bu yazımı okuyan beni din düşmanı olarak görebilir. Lakin vurgulamakta yarar vardır. Babam, öldüğünde Kuran-ı kerim göğsünün üstünde öldü. Kendim, 1990’lı yılların sonlarına kadar her türlü ibadetimi sağlıklı bir biçimde yaptım. Eşim başı açık olmasına rağmen ibadetlerini asla aksatmadı. Yıl boyunca Kuran-ı kerimi okudu. Ayrıca her ramazanda da iki kere Kuran-ı hatmetti. İki oğluma gelince 9 yaşından beri oruçlarını asla aksatmadı ve Cuma namazlarını asla kaçırmadı. Ailece kimseye karşı hasetliğimiz olmadı. Kin güdüp, kıskançlık yapmadık. Kolu komşuya yardım dışında herhangi bir zararımızın olduğunu da kimse söyleyemez.

Neyse amacım kendimi ve ailemi tanıtmak değil, bu kadar olumsuzluğu, bu kadar çirkinliği, katliamı, hırsızlığı ve tecavüzü bünyesinde barındıran Müslümanlığı analiz etmektir.

Eminim birileri bu yazıyı okuduktan sonra bana diş bilemekte olacaktır. Hz: İbrahim ve karınca öyküsünde olduğu gibi varsın olsun 20 nesil öncesinden atalarımın benimsediği din uğruna varsın birileri bana diş bilesin. Ama gerçekleri göz önüne serdim diye de birilerinin uykusu kaçsın!

Şimdi gelin birlikte hangi Müslüman ülkelerinde hangi olumsuzluklar yaşanıyor birlikte göz atalım. Belki bu olumsuzluklardan hareketle Müslümanlığın neden bu kadar ayaklar altına alındığını hem de “dinime söven putperest olsa bari.” Söyleminden hareketle üstelik Müslümanlığı ayaklar altına alanların tamamı yine Müslümanlardır!

PERİŞANLIKLA İÇ İÇE YAŞAYAN MÜSLÜMAN ÜLKELER:

Afganistan, Filistin, Libya, Irak, Suriye, Yemen; Özellikle de Hiristiyan aleminin oyunlarına alet olarak kendi içlerinde kendilerini bitirmekteler.

MÜSLÜMANLARIN MUTSUZ YAŞADIĞI ÜLKELER:

Müslümanlar özellikle milliyet bağıyla uyruğu olduğu ülkelerin tamamında mutsuz yaşamaktadırlar. Cezayir, Fas, Mısır, Tunus, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Filistin, Libya, Irak, Lübnan, Suudi Arabistan Vs.

Kısacası Müslüman olan ülkelerin tamamı mutsuz yaşamaktadırlar. Açlıkla mücadele etmektedirler, İç savaşlar hüküm sürmektedir. Katliamlar yaşanmaktadır. Hırsızlıklar yapılmakta Fuhuş ve tecavüzlerin önüne geçilememektedir. Eğer yeryüzünde herhangi bir yerde mutlu yaşayan bir Müslüman var ise onlar da dinini adabına uygun yaşayamadıkları ülkelerdeler. Yani Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada; ABD ve Kanada da mutlu yaşamaktadırlar.

Peki bunca ülke ve bu ülkelerdeki Müslümanların bir değerlendirmesini yaparken Türkiye bu şartların neresindedir?

Hani yukarıda zengin Hiristiyan ülkelerinde yaşayan Müslümanların mutluluğunu söylemiştik ya, Türkiye Zengin olmamakla birlikte yer altı ve yer üstü zenginliklerini birileri vasıtasıyla Hiristiyan alemine ya satılarak parası çalındı. Ya da peşkeş çekildi. Kısacası Türkiye’de yaşayan Müslümanların mutsuzluğundan söz etmek doğru olmaz. Lakin diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi başta hırsızlık, tecavüz, ve 2000 yılı sonrasında farklı bir sürece girilmesi gelecek günlerin katliamlara da gebe kalacağı yönünde bizlere ışık tutmaktadır.

Kısacası bu güne kadar Türkiye çok iyi bir durumda olmasa da, diğer ülkeler kadar da kötü durumda değildi. Ne var ki bu şekilde giderse Türkiye diğer Müslüman ülkeleri gibi sadece kötü değil üstelik perişan bir durumda olacaktır.

Görüldüğü gibi bütün bu durumları ele alıp irdelediğimizde, ne zenginlik, ne fakirlik, ne ırk, ne milliyet, ne gen ne de kültürün etkisi olmadığını görüyoruz. Geriye bir tek suçlu kalıyor. Ve ben bunu söylemek istemiyorum siz anladınız bunca ahlak çöküntüsüne neyin sebep olduğunu!..

Efkan ÖTGÜN

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.