Iğdır Millet vekili Nurettin Aras :Yeşil Enerji projesinden sonra Iğdır’ın siması ve ekonomisi değişecek.
Çalışma odasında bulunduğum 3 ve ya 4 saatı kendimi Iğdır’da sandım. Iğdır’dan Millet vekili olsa da, Kars insanlarının umut kapısı Nurettin Aras’ı Tartu insanı da umut kapısı gibi araryır, rahatlıkla derdini söyleyir ve…
Ve’si bu ki, ilk görüşdüğüm bu adamın su gibi geçen ve nefes almak için zaman bulamadığı iş günününe sadece şahitlik yapmadım hem de iç ve iş dünyasına tanuk oldum. En sonda ayrılarken söylediğim sözleri reportajın evveline yazdım; ‘Azerbaycan’da bütün millet vekilleri sizin gibi çalışsa bozkırımız da çiçek bahçesine dönüşer’.
Tanışdığımızdan bu yana çehresindeki tavezö tebessüm hiç eksilmiyor. Ve ayrılırken söylediğim o sözlerin sababini ne o neden sorur, ne de ben seçimler zamanı sokak sokak dolaşıp her kesle reim çekdiren, vurğun gibi sloğanları ile göz ovan bazi vekil adaylarımızın seçimleri kazandıkdan sonra inzivaya çekilmesinden konuşmuram. Hetta bir millet vekilimizin növbeti seçimleri kayb etmesinden sonra doğduğu ve aday olduğu köye gede bilmemesini anlatan fıkranı da söylemiyorum.
Belece saatlar akıp gediyor ve kaç ailenin probleminin helline şahid oluram. Cep telefonuna gelen zenglere kendisi cevap, verir kaytları kendisi alıyor. Arada zaman bulanda benim sorularımı da cevaplandırır. Tebii ki ilk soru gündemdeki meseledir ; Almaniyanın sözde soykırımını tanıması ve Türkiye’nin buna tepkisi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Iğdır Millet vekili Nurettin Aras :
-Almanya Parlamentosu’nun 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelendirmesinin ardından Türkiye, Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nu istişareler için Ankara’ya çağırdı. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. TBMM’deki 3 parti karara karşı ortak deklarasyon hazırladı. Türk milletinin gelmişi geçmişi belli. Bizim geçmişimizde yüzümüzü kara çıkartacak bir emelimiz yok. Türkiye bu karara her platformda gereken cevabı verecek, ama en büyük cevabımız bu gün Anadolu’da bulunan toplu mezarlıklar, insanların canlı olarak gömüldüğü kuyulardır. Iğdır’ın Tandırdamı, Hakmehmet, Obaköyü ve hemen hemen her köyünde toplu mezarlıklar var. Ve bu mezarlıklar Iğdır’la beraber Kars, Erzurum hemen hemen tüm Türk il ve ilçelerinde bulunmaktadır. Alman Federal Parlamentosu, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış sürecinde yaşananları öğrenmek istiyorsa, 2005 yılından bu yana ısrarla önerdiğimiz özgür, herkese açık ve bilimsel temelde çalışacak Ortak Tarih Komisyonu’nun kurulmasına katkıda bulunabilir. Özgürlüklerin pek çok alanda rahatlıkla kullanılabildiği Almanya’da, 1915 olayları konusunda ise tek sesli ve baskıcı bir ortam vardır. 1915’te ne olduğunu anlamak ve anlatmak yerine, Ermeni anlatısını dikte etmek üzere bu ülkede uzun yıllardır yürütülen çalışmalarla üretilen çok sayıda kitap, belgesel ve film Alman kamuoyunda tek yönlü bir kanaat oluşturma görevini üstlenmiştir. Almanya Namibya’dan Holokost’a uzanan suçlar ve soykırım sicilinin oluşturduğu travmadan kurtula bilmiyor.
Hocalihaber Kebuter Hakverdi:
-Sayın Millet Vekilim, 1915’lerde baş verenlerin araştırılması ve kazılarla tarihin ispatlanması yerine bu gün Azerbaycan’da Ermenilerce yapılmış Hocalı soykırımının canlı tanıklarını siyasi sahneye çıkartmak daha mantıklı değil mi?
N.A:
-Türkiye ve Azerbaycan arası ilişkilerde bir boşluk var. Bu kadar yakınlık be kadar çalışmalar bele bu boşlukları aradan kaldıramıyor. Tabii, 1915 de Türkiye’de yaşanan soykırımın aynısı o tarihte ve 1992 de tekrar Azerbaycan’da yaşandı. Ama ne yazık ki Türkiye Ermeni lobisinin aktif çalıştığı, iş apardığı, aramızda yaranan boşluğu kendi faaliyetleri ile doldurduğu bir mekana çevrilmiş iller boyu. Yanlış anlaşılmasın, Azerbaycan Türkiye kardeştir ve biz kardeş edilmedik kardeş doğulduk. Ama bu gün Azerbaycan Cumhur başkanı Türkiye’nin en acı gününde hemen yanımızda olur ve sarılıksa, bundan birileri kalkıp futbol maçına gediyor ve orada maksatlı bir bayrak olayı yaşanır ve hemen bu birlikteliğe bir çat oluşturacak kadar tepki yaranır. Demek boşluk var ve bunu doldurmak lazımdır. Söylediğiniz mesele ise hep gündemde olmalıdır. Ben Iğdır belediyesinde temsil olunanda Almanya’nın 2 büyük şehrinde Hocalı konferansı yaptık. Ermeniler itiraz yürüyüşü yaptılar, protesto ettiler. Şehir polis geldi ki olmaz, karşı durma yaranacak, tehlikesizliğinize garanti veremiyoruz, falan. Ama biz bütün tehditlere bakmadan konferansları yaptık. Şimdi Almanya soy kırım kararı kabul ediyor ve orada yaşayan Türkler tepki göstermiyorlar. Demeyim şu ki, çok hem de çok çalışmamız lazım. Birkaç gün gün önce Bakü’de yapılan Dünya Azerbaycanlılarının IV Kurultayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev’in konuşmasını okudum. Orda tam bir yol gösterici harita gibi neler yapılacak, bu boşluğun aradan kaldırılması için neler edilmelidir hepsi var, Azerbaycan’ın dışında faaliyette olan sivil toplum örgütlerinin yapacağı işler ve bu gibi konular ele alındı. Sana bir harita çizilmiş ve çalışman, elini taşın altına koyman lazım. Birleşmen, bir top halinde vahit bir strateji hedeflerle faaliyete geçmen lazım.
K.H:
-Evet, sayın Millet vekilim, Iğdır’da belediye seçkilerinden derhal sonra İstanbul’da faaliyet gösteren Hrant Dink Vakfının Iğdır’a işgüzar seferi oldu. Ermenistan Türkiye sınırlarının açılması konusunda Vakfın ve Iğdır Belediye başkanı ile görüşmeler başlayanda kimseden tık çıkmadı.
N.A:
-Türkiye Ermenistan sınırlarının açılması Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin kararlarına bağlı bir konudur. Bu kararın hayata geçmesi için şartlar var; Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan toprakları derhal boşaltılmalıdır. Diğer şartlar da bir başa Karabağ ve Azerbaycan doğrularının üzerindedir. Bu şartlar yerine getirilmediği sürece hiç bir açılım konusu ortaya gelemez.
K.H:
-Maalesef tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de milyonu aşkın bir Azerbaycan toplumu olmasına bakmayarak bir ermeni vakfının yaptığı işleri yapacak güçte değiliz.
N.A:
-Aslında güçlüyüz. Hem de çok güçlüyüz. Bu gün Azerbaycan Kafkasya’nın parlayan yıldızı halinde. Ordusu çok güçlü. Ama ne yapak ki, silaha el atarsa karşısında dünya güçleri durur. Ermenistan’ı dünya haritasından silmeye tek Nahçıvan yeter de, artar bile, Nahçıvan Cumhurbaşkanı Vasif Talıbov 2 saat içinde Ermenistan Parlamentosunu rehin götürür. Ama buna dünya müsaide etmiyor. Çünkü Ermenistan onun evladı. Hem de bu ‘evlat’ salt Türk dünyasını birleştiren Türkiye Azerbaycan topraklarını fiziki olarak parçalamak için doğurmuş. Şimdi de önce soykırım suçunu Türkiye üzerine yüklemek, kabul ettirmek, daha sonra bu maksatlı, mantıklı doğurdukları evladın geçimini sağlamak, ekonomisini sabitlemek ve kendini de onu beslemek zorluğundan kurtarmak için Türkiye’ni soykırım tazminatı ile yüklemek çabasında. Çünkü Azerbaycan ve Türkiye’nin ambargoları ile Ermenistan Kafkasya’da yapılan uluslararası projelere katılamıyor. Geçimini Avrupa sağlıyor. Bu soykırımın tanınma çabası aslında 100 yıldır taşıdığı yükü Türkiye’nin omuzlarına yüklemek. BU hem de ekonomisi her gün daha büyüyen Türkiye’yi ağır bir yük altında koymak için verilen çaba.
H.K:
–Son sorum, sayın Millet vekilim, Iğdır’ın Yeşil Enerji projesinden faydalanmak çabası içerisinde olduğunuzu gördüm.
N.T:
– Kendi elektriklerini üreten topluluklar sadece elektrik üretmiyorlar; aynı zamanda ekonomik, toplumsal, çevresel, bireysel ve demokratik değerler de yaratıyorlar. Bilindiği üzere Iğdır pamuk yetiştirecek kuru ve sıcak hava şartlarına sahip. Çevre illerde yeşil enerji üretildiği halde hala Iğdır bu imkana sahiplenmedi. Çiftçiler hayatlarını ve tarımsal faaliyetlerine devam edebilmek için illa yeşil enerjiyi; yani yenilenebilir enerji köyüne sahiplenmelidirler.
Güneş paneli ile üretilen elektrik faturalarını düşünün. Iğdır’da hem tarımsal hem ekonomik faaliyetler bu projeden sonra hız kazanacak, inşallah. Iğdır’ın siması ve ekonomisi değişecek. Güneş ve rüzgar enerjisi üretimi yerel sosyal faaliyetlere neden olacak. Son çalışmalarım da bu yöndedir. İnşallah en kısa zamanda bu işi de hayırlısı ile başa getiririz.
K.H:
-Zamanınızı ayrıdığınız ve sorularımızı cevaplandırdığınız, artı müsafirperverlğiniz için www.hocalihaber.com adından teşekkürler, sayın vekilim.