Azerin: ‘Bu Projenin Adı Yok’

‘Var, Azerin hanım; sevgi, savaş… ve bir sürü ismi var bu projenin. Hepsinin de altında bir imza yeterlidir. Azerin.

Biz de Azerin yazıp geçiyoruz, okurlarımız  ve sevenleriniz bilir geri kalanları

O konuşa bilir. Ama Türk dünyası onu şarkıları ile tanıdı ve sevdi. Hatta vatan Azerbaycan’da onu Türkiye’den gelen sesi ile tanıdılar. Azerbaycan’da devlet kurumuna bağlı Çocuk Korosunda şarkı söylerdi. O kurumun ismini Google de aramağa zamanım yok. Sadece Azerin ismi yeterli bana ve okurlarıma. Bu isim bir damga ve mühürdür onun sanat hayatında ve Türk Dünyası kültüründe. Bu kadar. Sorularımı cevaplandırmağa zorluk çekiyor. Yazmağa hevesli değil. Her kesin bir sanat özelliği var: Azerin söyleyecek ve o büyülü ses kalpleri tatlandıracak, coşturacak, denizleri yatağından koparacak: Karadeniz çırpınacak bakıp Türkün Bayrağına. Misafirim Azerin’dir.

-Büyük bir projeni bitirdiniz. Askeri hisselerde yaptığınız konser programlarını içeren projenin simi nasıl idi?

-Biz projelerin ismi yok.  Ben  Azerbaycan’da devamlı olarak askerlerimize,  silahlı küvetlerimize moral konserleri teşkil ediyoruz. 2008 yılında  Türkiye’de Mehmetçiğe konserler yapmıştık. Şırnak, Diyarbakır, Siirt bölgelerinde olmuşduk.O  zaman dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuga müracaat etmiştim, O da teklifimi kabul etmiş, ben ve musikicilerim için müsait ortam ayarlanmıştı. Ve bu proje dediğiniz işleri ben Azerbaycan’daki işimin devamı olarak görürdüm.

-Bu son programın teklifi kimden geldi?

– BU teklifi de Orgeneral Hulusi Akar beye ben götürdüm. Konser programlarımın birinde  seslendirdim. O  da müracaatıma cevap verdi. Bu konserler  Nevruz bayramı günlerinde hayata keşti. Türkiye’nin mühtelif şeherlerinde; Ankara, İzmir, Foça, Balıkesir, Isparta’da harbi okullarda ve n sayılı harbi hisselerde konserler verdik.  Çok büyük coşkuyla keçen bu konserlerde beraber Karabağ dedik, Türkiye’m haykırdık. Mehmetçikle beraber Ayrılık, Çırpınırdın Kara deniz şarkılarını söyledik. O coşkuyu görmek lazım idi! Mehmetçikle  bir yerde  bayrağımızın inmeyeceğini, Ezanımızın dinmeyeceğini, bir bedende, bir can Türkiye, Azerbaycan’ın birlik ve beraberliğinin ebedi olacağının altını bir daha çizdik.  Terör ve terörcülere karşı eğilmeyeceğimizi, dim dik ayakta duracağımızı söyledik. Azerbaycan bayrağını Karabağ’dan asacaz diye haykırdık.

-Terörün cirit attığı bir zaman problem yaşanmadı ki size? -Konserlerin teşkili Genel Kurmay Başkanlık tarafından  çok yüksek seviyede teşkil olunmuştu. Ben öz adımdan hem bizim Müdafiye Nazirliyimiz general Zakir Hesenov’a, hem de Türkiye’nin Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar beye minnettarlığımı arz ediyorum. Her şeyden önce Ordumun askerimin yanında olmak benim vatandaşlık görevimdir. Ben ve musikicilerim  2006 yılından başlayarak Azerbaycan  Silahlı Küvetlerimize cephe bölgesinde konserler vermek üçün müracaat etmiştik. Adının koyamadığım konser projelerimiz  o yıllardan  başladı. Tüm askeri bölümlerde olduk. Sonra Silahlı Küvetlerde çalışmak teklifi aldım.

–Demek ki, askerimize manevi destek, yüksek ruh vermek için bu şekilde başladı sayısız hesapsız konserler…

-Bunları her şeyden önce Allah rızası üçün ediyorum.  Ama  çalışmalarım karşısında  Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerimizin astsubay rütbesi takdim etti. Bu rütbeni taşımak büyük sorumluluktur. Bu hem benim hem ordumun şerefidir.

–Daha neler yapmağı düşünüyorsunuz?

– Azerbaycan’a, Türkiye’ye ve bütün Türk Dünyasına  sanatımla hizmetten kurur duyuyorum. Hala o kadar çok çalışmak  lazımdır ki…İnşallah Allah ömür verip kısmet ederse… Niyetimiz nereye,  menzilimiz oraya. Yeter ki niyet düz olsun.

Azerin dedik mi ‘Çırpınırdı Kara Deniz’ sesleniyor, Türkiye ve Azerbaycan diye sarmaş dolaş eller gelir aklımıza. Bir de beş yıldan fazla TRT AVAZ programında bu güzel Azerbaycan kızının tatlı ağzı ile konuşan dertlerimiz, tarihimiz ve ortak kültürümüz hatırlanır.

Ben bir de İlk defa gördüğüm günden bu yana bir tek saçları beyazlamış arkadaşı hatırlıyorum Azerin deyince; ismi gibi kendisi de ışıkla dolu Cavit beyi. Menecerin beleşi arkadaş başına güzel sanatçımız. Seni çok hem de çok seviyoruz. Sevgi hem de umuttu. Sen bir askersin. Bir gün hoş müjdeli bir savaştan haber verecek asker.