Doğu Türkistan Milli Meclisi’nden Gulca Katliamı Yıl dönümü için basın açıklaması

0
132

Doğu Türkistan Milli Meclisi 1997 yılında yaşanan Gulca Katliamına ilişkin basın açıklaması yayınladı.

Adı hafızalarımızdan hiçbir zaman silinmeyecek. Acısı ise gönlümüzde daima ilk günki, kadar taze ve elem verici olarak kalacak. 1997 yılının 5 Şubatında vukuu bulan Gulca katliamı uyanışın ve dirilişin kıyamı olarak her zaman, hatırlanacaktır. Mübarek Kadir gecesini kıyamete çeviren kan emici Komünist Çin asker ve polislerinin yaşattığı bu vahşet ve katliam. Üstünden geçen nerede ise çeyrek yüz yıla rağmen. Halen olanca kızıllığıyla gözümüzde ve gönlümüzden gitmemektedir. Acı ve elem dolu yıllar zaten hep bir birini kovaladı, mazlum ve masum Doğu Türkistan topraklarında ve bu toprakların üstünde yaşayan insanların bedenleri üzerinde, ruhları, hayat ve hayalleri her daim zalim Çin diktatoryasının zulüm ve katliamları ile ölmek ve yaşamak arasındaki, arafta kala kaldı. Ne hazindir ki kalmaya da devam ediyor.

​Gulca şehrinde yirmi dört yıl önce sessizce katledilmek istenen ve binlerce kardeşimizin şehit edildiği veyahut zindanlara atıldığı Gulca katliamını bir kez daha hatırlıyor ve bu kızıl kıyameti bizlere yaşatan Komünist zalim ve soykırımcı Çin Halk Cumhuriyetini bir kez daha lanetliyoruz. Bu gün ise Doğu Türkistan’ımızın, içinde yaşayan halkımızın, Uygur, Kazak, Kırgız, Özbek ayırt etmeden kendini Türk ve Müslüman hisseden kim var ise soykırıma tabi tutan kızıl Çin’in asıl hedef ve gayesi açık, açık görülmektedir.

Türklüğün kaynağını kurutmak,İslam’ın kök salıp filizlendiği coğrafyamızı Müslümansız bırakmaktır. Çin soykırımına karşı tüm Dünyanın sessizliğine rağmen Doğu Türkistan’ın bağımsızlığına kadar ölümüne direneceğiz. Haklıyız, inanıyoruz ve kazanacağız. Elbette bu zulüm ilelebet sürmez, süremez. Müslüman Türk’e biçilmek istenen kefeni er geç biçen giyer.

​Son yıllarda dozunu arttıran Çin zulmüne artık zulüm kelimesini kullanmak bile tabiri caizse hafif kalır. Kızıl Çin’in Doğu Türkistan topraklarında Uygurlara uyguladığı şiddetin, zulmün adı ve karşılığı ancak ve ancak soykırımdır. Bu gün dünyanın büyük devletlerinin ittifakla üzerinde durduğu husus Çin’in Doğu Türkistan’da soykırım işlediği, Müslüman ve Türk nüfusu yok etmeye çalıştığıdır. Bu gün Doğu Türkistanlılar nerede ise yok olmanın eşiğinde durmaktadır. Milyonlarca insanımız sözde eğitim kampı adı verilen toplama kamplarında tutulmakta, işkencelere ve tecavüzlere uğramaktadır. Çin devleti eli ile zorla köle olarak çalıştırılmakta ve organları ticari amaçlarla çalınmaktadır. Ne olduğu belirsiz ilaçların zorunlu kobayları olmaktadır. Evlerimize girilmiş, hanelerimize tecavüz edilmiş bulunmaktadır. Müslüman Türk’ün onur, haysiyet ve şerefi iki paralık edilmiştir. Çocuklarımız, kızlarımız, delikanlılarımız evlerinden birer, ikişer koparılarak bilinmez bir akıbete doğru yola çıkarılmıştır.

Bugün Doğu Türkistan’da yaşanan olaylara Bütün Dünya tarafından ‘’SOYKIRIM’’ adı konmuştur. 12 yıl önce 5 Temmuz 2009 olaylarında Çin’in Doğu Türkistan’da uygulamaları, bir soykırımdır, bu bir katliamdır. Derhal durdurmalıdır. Çin bu katliamı durdurmazsa ben bu konuyu BM, AP, İslam işbirliği teşkilatına taşıyacağım. Bu tesadüfen söylenmiş bir cümle değildir. Bilerek bilinçli söyledim. Çin ile her yerde ve her zaman bu konuyu müzakere etmeye hazırım diyen sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği sözden ve samimiyetinden şüphemiz yok. 12 yıl önce sayın Cumhurbaşkanımız tarafından söylenen bu ‘’SOYKIRIM’’ sözü bugün ABD tarafından dile getiriliyor, ama bütün Dünya sessiz, Türkiye geçmişte bu Onurlu mücadeleyi bu sorumluluğu tek başına üstlenmişti, ama bugün ABD bu konuyu gündeme getirirken Dünyanın suskunluğuda,Türk Dünyasının, İslam Dünyasının sessiz duruşu, yaman bir çelişki çok yaman bir tezat ve bu durum bizi üzüyor. Bizim sayın Cumhurbaşkanımızın samimiyetinden şüphemiz yok ama bu arada Doğu türkistan’da yaşanan bu zülme karşı Türkiye’nin, siyasi iktidar olarak cumhur ittifakının (AK Parti ve MHP nin ) suskunluğu bizi üzerken buna üstelik Cumhur ittifakının Ortağı olduğunu iddia eden Doğu Perinçek gibi Çinin Türkiye’deki temsilciliğini üstlenmiş olan bu şahıs yardım edemediğimiz,destek veremediğimiz, sesini duyuramadığımız Doğu Türkistan’la ilgili iftira ve yalanlarıyla bizleri derinden yaralamaktadır.

​Özellikle batılı devletlerin seslerinin giderek yükseldiği şu zaman dilimlerinde, aziz Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve devlet idarecilerinin seslerinin çıkmaması bizleri sükutu hayale uğratmaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip ERDOĞAN beyin başbakanlığı dönemine denk gelen ve 2009 yılında yaşanan 5 Temmuz Urumçi olayları için söylemiş olduğu “bu bir soykırımdır” ifadesinin yeniden ve daha güçlü bir şekilde söylenmesi zaruriyetten öte Türklüğün ve İslamiyetin hamisi, mazlum ve masumların yegane sığınak ve istinatgahı olan Türkiye Cumhuriyetine ve devletimizin idarecilerine düşmektedir. Mazisi hiçbir millet ve devlet ile kıyaslanmayacak kadar şan, şeref ve zaferle dolu ecdadımızın bizlere bıraktığı miras ve sorumluluğumuzun gereği de budur. Bu şeref ve onur bizlere medeniyet dersi vermeye kalkan batılı devletlere teslim edilemeyecek kadar kutsidir ve büyüktür. Tarih Ata yurdumuz Doğu Türkistan’ı Çin soykırımıyla Batı’nın insafına terk etmenin vebalini asla affetmez. Bu utançla Şanlı tarihimizi lekelemeyelim. Bu yanlıştan vazgeçmezsek Başta Türk İslam Dünyası olmak üzere mazlumlara örnek ve lider olma vasfımızı ve izzetimizi kaybederiz. Öyle ise maziden, âtiye doğru akan nehrin sahibi olanlar silkinin ve üzerinizdeki ölü toprağını bir an evvel atın. Ulu ecdadımızın sizlere bıraktığı mukaddes emaneti bir an önce sahiplenin çünkü tarih bu sessizliğinizi ihtiyar yapraklarına silinmez bir şekilde yazmaya başlamıştır.

​Dünya’nın yeni bir değişim geçirdiği şu son yıllarda, Doğu Türkistan’ın ve Doğu Türkistan Türklüğünün geleceğe erişmesi ve kendi canından ve geleceğinden emin olarak yaşaması için bir an önce harekete geçilmesi gerekmektedir. Biz Doğu Türkistan için can vermeye hazırız. Özgürlük ve hürriyet uğruna düşen her canın binler olup yeniden aramıza katılacağına imanımız tamdır. Komünist Çin’e sesleniyoruz, adım, adım geliyoruz. Akıttığın kanda ve gözyaşında boğulacaksın. Bilinsinki Çin bizden aldığın her canın hesabını verecektir.
Saygılarımla. 05.02.2021

Seyit TÜMTÜRK
Doğu Türkistan
Milli Meclis Başkanı