Türkiye, Azerbaycan ve İran coğrafi bakımdan asırların komşusu, din bakımından kardeş, kültür bakımından bir toplumdur ve bu şartlar hiçbir şekilde değişe, göz ardı edilemez.
II Bölüm
Afşar Soleymani. 2003-2006 yıllarına İran İslam Cumhuriyeti’nin Azerbaycan’da Büyük Elçisi.
- İran İslam Cumhuriyeti Maraga kentinde doğdu. Baba askeri personel olduğu için 5 yaşlı Afşar Sarap, oradan da Erdebil şehrine taşınır.
Tahran Şehid Beheşti Üniversitesi’nde Siyasi Bilimler Bölümü’nde eğitim görmüş.
Siyasi Bilimler üzere Felsefe Doktoru’dur.
Tahran liselerinde hocalıkla başlayan faaliyeti İİC’nin Savunma Bakanlığı’nda devam etmiş; Dış İşleri Bakanlığında ve İİC’nin Ukrayna ve Azerbaycan Büyük Elçiliklerinde çalışmış. Seyit Muhammet Hatemi iktidarında Azerbaycan’a Büyük Elçi gönderilmiş, Ahmedi Nejad hakimiyetine itiraz olarak görevinden istifa etmiştir.
İran- Amerika ve İran- Azerbaycan ilişkilerinden bahis eden 2 kitabın müellifidir.
Evlidir. 2 evladı var.
Hocalihaber-Kebuter Hakverdi:
– Aramızdaki buzların erimesinden mi resmi Tahran Azerbaycan arazi bütünlüğü ile bağlı beyanatlar verdi; Karabağ Azerbaycan’ın ayrılmaz hissesidir gibi. Ne baş veriyor?
Afşar Soleymani:
-İran Azerbaycan’ın arazileri işgal olunandan beri, Azerbaycan’ın arazi bütünlüğünü ve göçmenlerin kendi dede baba yurtlarına dönmelerine destekleyip. Münakaşanın sulh yoluyla BMT’nin TŞ’nın aldığı kararlar ve uluslararası hukuk çerçevesinde hall olunmasında ısrarlıdır.
K.H:
– Azerbaycan topraklarının büyük bir kısmı İran’ın sınırları içerisindedir. Bir toplumu içine almak tabii ki, çeşitli problemlere yol acır. Ama biz güzel etkilerden konuşsak? Mesela Azerbaycan edebiyatının İran edebiyatına etkisinden.
A.S:
– Azerbaycanlılar İran’da yaşayan başka halklarla kaynayıp karışıp. Azerbaycan -Fars edebiyatı arasında yaklaşmalar, etkilenme fazlası iledir ki bu da normaldir bence. Özellikle müşterek alfabe bu yakınlık ve etkini daha da güçlü kılmış. Azerbaycan dilinde eğitim yoksa da, Fars ve Arap alfabesi Azerbaycan eski alfabesidir ve gazeteler; kitaplar basılır ve TV kanallarında Azerbaycan dilinde programlar yer alır. Tabii eğitimin yokluğu yüzünden dil inkişaf etmemiş ama bundan sonra artık bu problem de aradan götürülecek. Nizami’nin ve başka şairlerin Fars dilinde yazdığı eserlerinin Azerbaycan diline çevrilmesi yani Fars ve Azerbaycan edebiyatının bir birine etkisi bundan sonra en yüksek haddine çatacak düşünüyorum. Çünkü Firdevs’i ve Mevlana gibi ortak değerlerimiz, manevi mirasımız var. Edebi, kültürel çalışmalarda ortaklaşa işlerimiz İran’da Azerbaycan dilinin inkişafına güzel katkılarda bulunacak.
H.K:
– İİC katı dindar bir ülkedir. Amma meyhaneler şairi Ömer Hayyam’ı dahi kimi bağrına basıp. Paradoks değil mi sizce?
A.S:
– Aslında Ömer Hayyam’a da başka İran şairleri kadar, ve ya Fars dilinde şiir yazan şairler kadar önem veriliyor. Hayyam da Hafız, Şefi, Mevlana, Nizami, Firdevs’i ve başkaları gibi aziz tutuluyor. Hem de Ömer Hayyam dinsiz insan olmayıp, artı Müslüman bir kişidir. Burada bir kusur görmüyorum.
K.H:
-Azerbaycan sizin için nedir? Hayatınızın en kaynar çağını yaşadığınız ve çok zor, siyasi karmaşa zamanına denk geldiğiniz bir memleket mi?
A.S:
– Azerbaycan menim için Azerbaycanlıların ülkesi olarak ikinci Vatandır. Ama bir İranlı gibi Azerbaycan hakkında çok sözüm var söyleyecek. Her İki ülkenin resmilerine söyleyecek fazlasıyla sözüm var, hatta Türkiye’ye de. Bir gün 3 devletin başkanlarından davet olunsam, yüreğimde burkulan sözlerimi ve bu 3’lü için, yani aslında bizim için önemli projelerimi sunarım. İllerin tecrübesinden kaynaklanan birikimlerinin komşu ve ayrılmaz olan ülkelere projelere halinde sunacak diplomatlar var ve tevazudan kenar olsa da ben de onlardan biriyim. Dünyanın şu saatteki halinde bu birikime ve deneyime ihtiyaç var. Halklarımız coğrafi bakımdan asırların komşusu, din bakımından kardeş, kültür bakımından bir toplumdur ve bu şartlar hiçbir şekilde değişe, göz ardı edilemez. Dünya 3. Cihan savaşına sürüklenirken yalnız birlik bizi felaketlerden koruya bilecek. Dev oyunları yene bilmek için gayri bir yol yok.
irleri kadar, ve ya Fars dilinde şiir yazan şairler kadar önem veriliyor. Hayyam da Hafız, Şefi, Mevlana, Nizami, Firdevs’i ve başkaları gibi aziz tutuluyor. Hem de Ömer Hayyam dinsiz insan olmayıp, artı Müslüman bir kişidir. Burada bir kusur görmüyorum.
K.H:
-Azerbaycan sizin için nedir? Hayatınızın en kaynar çağını yaşadığınız ve çok zor, siyasi karmaşa zamanına denk geldiğiniz bir memleket mi?
A.S:
– Azerbaycan menim için Azerbaycanlıların ülkesi olarak ikinci Vatandır. Ama bir İranlı gibi Azerbaycan hakkında çok sözüm var söyleyecek. Her İki ülkenin resmilerine söyleyecek fazlasıyla sözüm var, hatta Türkiye’ye de. Bir gün 3 devletin başkanlarından davet olunsam, yüreğimde burkulan sözlerimi ve bu 3’lü için, yani aslında bizim için önemli projelerimi sunarım. İllerin tecrübesinden kaynaklanan birikimlerinin komşu ve ayrılmaz olan ülkelere projelere halinde sunacak diplomatlar var ve tevazudan kenar olsa da ben de onlardan biriyim. Dünyanın şu saatteki halinde bu birikime ve deneyime ihtiyaç var. Halklarımız coğrafi bakımdan asırların komşusu, din bakımından kardeş, kültür bakımından bir toplumdur ve bu şartlar hiçbir şekilde değişe, göz ardı edilemez. Dünya 3. Cihan savaşına sürüklenirken yalnız birlik bizi felaketlerden koruya bilecek. Dev oyunları yene bilmek için gayri bir yol yok.