Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti Grup toplantısında konuştu. Davutoğlu, “2001’de kurucu genel başkanımız, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde yola çıktık, Türkiye’yi uçurumun kenarından aldık.” Davutoğlu ayrıca, yapılan operasyonlarla ilgili “PYD Rusya’nın bölgesel planların lejyonöri ve paralı askeridir, Kürtlerin temsilcisi değildir. ” dedi.
Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
HEPSİNİN TEMENNİSİ ‘ALLAH TÜRKİYE’Yİ AZİZ EYLESİN’ OLDU
Geçen hafta Erzincan’daydık. Birliğimizin, dirliğimizin, kardeşliğimizin, muhabbetimizin ülkemiz için ne kadar olduğunu daha idrak etmek için Anadolu’yu bilmek gerekiyor. Biz her şehrimizle irtibatımızı canlı tutuyor, bütün zenginliklerimizden feyz alıyoruz. Bu hafa inşallah Cuma günü Van’da olacağız. Bir günlük ziyaret için Ukrayna’ya gittik. Dış ekonomik ilişkiler çerçevesinde işadamlarıyla koordinasyon toplantısı yatık. ilişkilerimizi yeniden gözden geçirdik. Sayın Mustafa Cemil Kırımlıoğlu, Kırım Türkleri adına size selamlarını ilettiler. Ukrayna’daki Ahıska Türkleri’nden size selam getirdim. Ukrayna’da güzel Türkçemizi yaşatan Gagavuz, Gök Oğuz Türkleri’nin selamını getirdim. Hepsinin tek temennisi şu ‘Allah Türkiye’yi aziz eylesin’.
2001 YILINDA SAYIN ERDOĞAN’IN ÖNCÜLÜĞÜNDE YOLA ÇIKTIK
Biz sadece Halep’in değil Somali’nin Myammar’ın ellerini semaya dönüp Türkiye için dua eden varsa acısını, ısdırabını yüreğimizde hissediyor. Birileri, ilgilenmeyin, dünya görmüyor, siz de görmeyin diyor. Bu vicdansız yaklaşımı karşısında biz adaletin, merhametin, vicdanın sesi olmaya kadar son nefesimize kadar mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Dünya susabilir ama biz susmayacağız. Mardin konuşmamda ülkemizden son kale, diye bahsetmiştim. Mazlumların nefes alabileceği son durak, son menzil. İşte bu kaleyi son nefesimize kadar savunacağız. 2001’de kurucu genel başkanımız, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde yola çıktık, Türkiye’yi uçurumun kenarından aldık.
BİZİM ARAMIZDA İHTİLAF BEKLEYENLER DAHA ÇOK BEKLER
Karşımızda 7 düvel de olsa, nice koalisyonlar da olsa bir hakkı haykırmaya devam edeceğiz. AK Parti’ye ne tuzaklar kurmaya çalıştılar, ama Allah’a şükürler olsun ki, hiçbirinde başaramadılar. AK Parti’yi biraraya getiren insanlığın vicdanıdır ve bu merhamet duygusudur. Kirli plan sahiplerine karşı dimdik durduk, milletin hukukunu koruduk. AK Parti milletçe bütünleşerek kendi bütünlüğünü sağladı. Bizim aramızda ihtilaf bekleyenler çok beklerler. Çünkü bizde şahsi hesap yok, ulvi hesap vardır. AK Parti davası şahıs davası, şahısların şahsi davası değildir ve olmayacak. Bu dava Türkiye, insanlık davasıdır. Bu dava hak ve hakkaniyet davasıdır. Biz insanlığa, yeryüzüne, bütün mahlukata karşı sorumluyuz.
RUSLAR ELLERİNDEKİ TARİHİ GEÇMİŞ BOMBALARI TÜKETMEK İSTİYORLAR
Dün Rus uçaklarının bombardımana tabi tuttuğu Tel Rifat ve Azez ilçelerini gördük. Boş bir alan yok ki, bomba düşmesin olsın. Bre insafsızlar ne istersiniz bu topraklardan? Hangi kirli hesabın adına bunları yapıyorsunuz. Rus uçakları akıllı bomba kullanmıyor. Bombaları yüklüyorlar ve ellerindeki bütün bombaları tüketiyorlar. Dün sadece Azzez ve Tel Rifat’a 200 sorti yaptılar. Ellerindeki geçmiş süresi dolmuş bombaları tüketmeye çalışıyorlar. Bu kadar alçakça yapıyorlar. Bu kadar adice ve insanlık dışı bir plan içindeler. Esed, DEAŞ ve Rusya ittifak halinde birlikteler. Son günlerde Türkiye ile Halep arasındaki koridoru kapatmak üzere hava bombardımanı yapıyorlar. DEAŞ’la mücadele etmek bahanesiyle uluslararası toplumdan meşruiyet sağlayan Rusya ve PYD, Esed rejimini güçlendirmek adına bunları yapıyor. Rusya ve Esed, PYD’yi kullanarak Suriye’nin kuzeyinde demografiyi değiştirmek için binlerce insanı evinden kopardı.
EN SONUNDA MÜSLÜMANLARA ZULMEDEN ABİLERİNE GİTTİLER
İranlılar’la ittifak yaptılar. Şii milisleri getirdiler yine Halep’i düşüremediler. Tarih boyu Müslümanlara zulmetmiş büyük abilerine, Rusya’ya gittiler, sen gel, bu katliamı sen tamamla dediler. 30 Eylül’den bu yana, bu alçak, hain, barbar uçaklar sivil asker ayrımı yapmadan, çocuk yaşlı ayrımı yapmadan 8 bine yakın sorti yaptılar. Şimdi güya barışa doğru gideceğiz derken aynı alçakça saldırıyı rdevam ettiriyorlar ki, ateşkes sağlanmadan önce Türkiye’nin Halep’le bağlantısı kapansın, Halep açlığa mahkum olsun. Bu kadar saldırıya karşı direnen Lahep mi muzafferdir, dünyanın barbar ordularıyla oraya gidenler mi?
ESED REJİMİ VE ONUN KUKLASI PYD’YE MUKABELEDE BULUNDUK
Esed rejimi ve onun kuklası olan PYD’ye angajman kuralları gereği mukabelede bulunuyoruz, mukabelede bulunmaya devam edeceğiz. Son saldırılarla Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit ettiği açık. Sayın Merkel’le her görüşmede bu konuda mutabıkız. Hollanda Başbakanı ile yaptığımız görüşmede mutabık kaldığımız husus Rusya ve yandaşlarının hedefi daha çok mülteciyi sürmek, demografik yapıyla oynamaktır. Sayın Merkel artık Türkiye’de uçuşa yasaklı bölge olması gerektiğini ifade etti. Dünya bizim dediğimiz yere geliyor ama bu arada nice canlar feda oluyor. Türkiye Azez’e yönelik saldırılara kesinlikle engel olacaktır, mukabelede bulunacaktır. Esed ve güçlerinin Türkiye’ye karşı yeni bir mülteci dalgası oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz.
PYD RUSYA’NIN HEM LEJYONERİ HEM DE PARALI ASKERİDİR
Türkiye’nin tutumu ilkesel bir tutumdur. Hudutlarında terörü bertaraf ederek sadece kendi ulusal güvenliğini değil aynı zamanda ulusal güvenliği de koruyor. Terör örgütlerinin cirit attığı arena haline gelen Suriye bir insanlık dramı yaşıyor. DEAŞ, PYD gibi unsurlar bu toprakların asli unsuru değildir, arizidir. DEAŞ’la sadece ılımlı muhalefet mücadele ediyor. PYD Rusya’nın bölgesel planların lejyonöri ve paralı askeridir, Kürtlerin temsilcisi değildir. Bu oyunu yapan kimler biliyoruz. Bu oyuna karşı Suriye halkının yanında olacağız. PYD’yi piyon ve koçbaşı gibi kullananların planlarını bozacağız. DEAŞ bahane edilerek bilinçli bir soykırımı gerçekleşiyor. Halep’de ve Suriye’de sadece rejim yanlıların kalması diğerlerin sürgüne gönderilmesi hedefleniyor. Bu Rusya’nın Çeçenistan’da yaptığı stratejisine benziyor.
DEAŞ BAHANE EDİLEREK REJİM YANLISI OLMAYANLARI SÜRÜYORLAR
Bu kirli hesap bugün görülmezse ileride çok büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Suriye sınırındaki demografik dengelerin değişmesini hedefleyen her türlü gruba karşı uluslararası güçleri uyarıyoruz. Türkiye kendi güvenliği için tedbir aldığı diye Rusya Türkiye’yi BM’ye şikayet ediyor. Bu ne arsızlıktır, bu ne küstahlıktır. Kendisi katledecek, Türkiye kendi sınırından yaptığı mükabelelerle mazlumlara alan oluşturmaya çalışacak, Rusya gidip BM’ye şikayet edecek. Neden çürkü kendisi Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi. İşte onun için biz ‘dünya beşten büyüktür’ diyoruz. ABD ve diğer müttefiklerimiz sanki ortada bir suçlu yokmuş gibi, Halep’te sivillere yönelik kınıyoruz diyorlar. Açıkça adını söyleyin, kim yaptı bu katliamı? Bu bombardımanları alçak Rus uçakları yaptı. Tarih ve Allah’a borcumuz gereği bunu söylüyoruz işte.
YAPTIĞIMIZ OPERASYON NETİCESİNDE AZEZ’DE İLERLEYEMİYORLAR
BM’den, Avrupalı dostlarımızdan, ABD yönetiminden bu insanlık dışı kıyıma karşı açık ve net tavır göstermesini beklemek bizim hakkımız. Şu anda YPG unsurları Azez civarında ilerleyemiyor. Eğer yaklaşırlarsa bizden en şiddetli tepkiyi görecekler. Bölgedeki havaalanı masum sivillere karşı kullanılmaya kalkılırsa o havaalanı kullanılmaz hale getiririz, getirdik. Rusya ve Esed rejimine karşı aldığımız tedbirleri sürdüreceğiz. Rusya’nın Halep’i ve Azez’i bombaladığını görmüyorlar, Tel Rifat’ta insanları katlettiklerini görmüyorlar. Bizim iç ve dış politikamız hiçbir zaman etnik ve mezhep temelli olmamıştır, olmayacaktır. Daha önce bir toplantıda Kürtler’in devleti nerede demişlerdi de ben söylemiştim, evet Kürtlerin bir devleti var o da Türkiye Cumhuriyeti’dir.
AYLAN BEBEĞİN BABASINA SORUN SİZİ EGE’NİN SULARINDAN KİM ALDI?
Biz Suriyeli Kürtlere sahip çıkıyorsak, şu anda Irak Kürt Bölgesel yönetimin en büyük destekçisi kimdir, hamisi kimdir? Aylan bebeğin babasına sormak lazım, seni kim o Ege sularından aldı getirdi? Kobani’den gelen kardeşlere sormak lazım, sizi kim bağrınıza bastı? Saddam’ın topraklarından kaçıp buralara gelen kardeşlerimizi kim unuttu? Bütün bu tahriklere karşı buradan Irak ve Suriye ötesine sesleniyorum; Kürtleri kimse istismar etmesin. Kürtlerin hamisi de koruyucusu da Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Biz Türkmenleri, Arapları, Kürtleri kendi soydaşlarımız, akrabalarımız gibi görüyoruz. Kazanımları bizim kazanımlarımızdır. PYD ve YPG Rusya’nın kutlasıdır. Bugün bunu merak edenler Erbil’e gidip sorsunlar. Haseke’den, Kamışlı’dan Türkiye’ye sığınan Kürtlerin PKK zulmünden nasıl etkilenmiş olduğunu öğrensinler.
SAYIN DENİZ BAYKAL DEVLET ADAMI CİDDİYETİYLE KONUŞTU
şimdi Türkiye hemen savaşa girecekmiş gibi psikoloji oluşturmak isteniyor. Gerçek savaşı göremeyenler Türkiye savaşa giriyor diye hayali senaryolar yazılıyor. Üçüncü dünya savaşı çıkabilir diye algı operasyonu yapılıyor. Biz baştan bu yana makul ve barışçı çözümün temin edilmesi için çok çaba harcadık. Hangi ülke yönetimi etrafındaki ateş çemberi içinde bir ülkeyi böylesine korur. Suriye’de bir savaş tehlikesi varsa bunu oluşturan asla Türkiye değildir. Türkiye savaştan uzak durmak, bir oldu-bittiye maruz kalmamak için yanıbaşındaki güvenlik tedbirleri bertaraf etmek için tedbirler almaktadır. Daha dün sayın Baykal, sınırımızda yaşanan gelişmeleri bir devlet adamı ciddiyetiyle yorumladı, kendisine teşekkür ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun 5 yıllık Suriye politikasına bakın vicdan göremezsiniz, Esed’in elini sıkanları görürsünüz.
KILIÇDAROĞLU SEÇİMİ KAZANSAYDI DEVLETİN ALNINDA LEKE OLURDU
Sayın Kılıçdaroğlu 7 Haziran seçimlerini kazanmış olsaydı, kazanamaz ya, 2 milyon kardeşimizi Suriye’ye göndermiş olsaydı, bu kardeşlerimiz katledilmiş olacaklardı. Bu da silinmez leke olarak bu devletin alnında kalmış olacaktı. Biz milli muhalefet istiyoruz, yerli muhalefet ediyoruz. Rusya ağzıyla, Esed ağzıyla konuşmayan. Brüksel’de kapı çalarak Türkiye’yi şakiyet etmeyen milli muhalefet istiyoruz. Ana muhalefette bunu göremiyoruz. TSK sınırlarımızı korumak için Suriye’ye dönük mukabelede bulunduğunda sayın Bahçeli bir açıklama yaptı. Bütün Türkçe vukufuyetiyle okuyanlar dahi ne demek istediğini anlayamadı. Bu açıklamanın amacı topluma korku salmak olan bir retoriğin hakim olmasıdır.
TÜRKMENLER KATLEDİLİRKEN DURALIM MI SAYIN BAHÇELİ?
Sayın Bahçeli Türkmenlere zulüm yapıldığında niye yardım etmiyorsunuz diye sorar. Onlara yardım etmek için harekete geçtiğimizde, aman savaşa girmeyelim der. Sayın Bahçeli ne yapmak istediğimizi açıkça söylesin. Türkmenler katledilirken duralım mı sayın Bahçeli? Sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nun muhasebe yapsınlar. Başbakanlık koltuğuna kendileri oturduklarını farzetsinler, önlerine Azez’in katledildiğine dair istihbarat raporu gelseydi, yeni bir göç dalgası geldiğini söyleselerdi acaba ne yapacaklardı? Bu partilere oy veren vatandaşlarımızın da kendi partilerine çağrıda bulunmalarını rica ediyorum. Eminim ki vatandaşlarımız da kendi partilerinden bunları beklemektedirler.