Azerbaycan Türkçesi
Semih Yalçın’ın fikir ve proje üretme kapasitesi olmadığı için kendisine “Ülkücü yazarlara cevap verme uzmanlığı”nı vazife edinmiştir. Ben, Yeni Çağ’da yazarken iki üç ayda bir, yazılı beyanatlarla bana da cevap yetiştirirdi. Kalın gövdesi ve kalın ensesi ince fikirlere yatkın olmadığı için yontulmamış lafları yazılı beyanata boca ederek seviyesini sergilerdi.
Bu kalın enseli adam twitter hesabından Ahmet Bican Ercilasun’a cevap vereyim derken üslup seviyesini bakın nerelere düşürmüş:
“Devlet Bahçeli husumeti, Ahmet Bican Ercilasun’un üzerinde sakil bir gömlek gibi duruyor. Ahmet Bican Hocanın Yeniçağ’da “Neden geçersiz oy verdiler?” başlığı altında bilim adamına yakışmayan garezkâr bir üslupla kaleme aldığı satırlar; muhatabını değil, kendisini küçük düşürüyor. Ahmet Bican Ercilasun, yazısında MHP Lideriyle dalga geçeyim derken kendi onurunu yerle bir etmiş. Acınası bir durum.”
Şurası kesin ki Ülkücülük de, nezaket de, adamlık da Semih Yalçın’ın üzerinde deli köyneği gibi duruyor.
Şeyh Edebali: “Bundan gayrı kem söz bize, şom ağız bize, katlanmak sana ey oğul!..” demiş.
Bunun ne anlama geldiğini kalın enseli adam anlayamaz ki. A. Bican Hoca Ülkücü Hareket’in onurudur. Bu onura balgam atanlar kendi seciyesini sergilerler.
