VARLIĞINI SOYKIRIM YALANINA BAĞLAMIŞ ERMENİ VE DESTEKÇİLERİNE
(Hiçbir Türk, Ermeni düşmanı değildir. Türkiye veya Türkiye dışında yaşayıp, Türk’lerle aynı sevinç ve aynı hüzünü paylaşan Ermeni’ler Türk’lerin kardeşidirler. Bu böyle biline.)
SOYKIRIM: Güçlü, emperyalist ve hain bir milletin, kendi topraklarında veya işgal ettikleri bir ülkede yaşayan aciz, güçsüz, korumasız ve çaresiz mazlum bir milleti topluca yok etmeye yönelik her çeşit hareket ve uygulamaya soykırım denir.
Türk’ler En güçlü oldukları devirlerde hiçbir zaman diğer milletlere karşı emperyalist emeller beslememiş ve hain olmamışlardır. Türklerin genleri; hoşgörü, sevgi, saygı, insancıllık, yardımseverlik ve alçakgönüllülük olguları ile donanımlanmıştır. Osmanlı imparatorluğu içinde hangi soydan, dinden veya renkten olursa olsun bu adil sistem içinde herkes kardeşçe yaşamıştır. Türk’ler hiçbir millete soykırım uygulamadığı gibi, Ermeni’leri daima el üstünde tutmuşlardır.
19. yüzyıl başında sıcak sulara inme kararlılığındaki Rus’lar, Kafkas’larda topladığı ve kendilerinin Rus soyundan geldiklerini empoze ettiği 60 000 kadar Ermeni’yi de ordularına katarak, zayıf düşen Osmanlı devleti ile İran’ı 1828 yılında yendiler. O günden bu yana Osmanlı devleti içinde yaşayan Ermeni’ler pek çok kez kendilerine devlet kuracakları kandırmacaları ile Rus, İngiliz ve Fransız’larla birleşerek, onların içinde ordu şeklinde veya çeteler halinde yer aldılar.
Resmi kayıtlara göre, 1914 sayımında Osmanlı toprakları üzerinde 1.200.000 kadar Ermeni yaşıyordu. Birinci Dünya savaşı günlerinde, özellikle doğu ve güneydoğu Anadolu’da erkekleri askere gitmiş köylerin savunmasız insanları Ermeni’ler tarafından insanlık dışı uygulamalarla yok edildiler. 1915 yılının nisan ayı başında Rus’larla birleşen ve Van’da isyan çıkaran Ermeni’ler, Van ve çevresinde 179.380 Müslüman Türk’ü ve Kürt’ü yok ettiler. 24 nisan 1915 tarihine kadar bu vahşet devam etti. Tehcir kararı bunun üzerine alındı. 27 Mayıs 1915 tarihinde doğu ve güneydoğuda yaşayan Ermeniler, Osmanlı’nın bir başka bölgesine, Suriye’ye zorunlu göçe zorlandılar. Bu göç yapılmasa idi, bu bölgede yaşayan diğer insanlarla bitmeyecek bir kavga kaçınılmaz olacaktı.
Zorunlu göçe 700 000 kadar Ermeni tabi tutuldu. Bunların çoğu daha sonra geri döndü. Tüm savaşlar, hastalıklar ve göç sırasında 300.000 Ermeni hayatını kaybetti. Bu rakam, Talat paşa tarafından ifade edildiği gibi Ermeni asıllı Bogos Nubar paşa tarafından da belirtilmiştir.
Amerikan devlet başkanlarından Reagan’ın danışmanı Bruce Fein, 1998 yılında Amerikan arşivlerine göre Ermeniler iki milyon Türk’ü öldürdü diyor. Birinci dünya savaşı günlerinde yalnız Anadolu’da ismen kayıtlı 500.000 den fazla insan Ermeni’ler tarafından katledilmiştir. Kayıtsız olanlara cevap, Amerikan arşivlerinden gelmektedir. Yalnız 1918 yılında Azerbaycan’da 60.000 katar Türk soykırıma uğratılmıştır.
Amerikalı Stanfort Shaw, Guenter Levy, Steve Cohen, Michael Gunter, Edward Erickson, Fransız Yves Benard, Türk Türkkaya Ataöv ve Yusuf Halaçoğlu gibi tarihçiler, Charles Aznavour gibi bir Ermeni sanatçı ile Ermenistan’ın ilk başbakanı Yohannes Kaçaznuni, belgelerle Ermeni ihanetini, Ermenilerin Azerbaycan ve Anadolu’da Türk’leri katlettiklerini, toplu kıyımlara giriştiklerini ve gerçek suçluların Ermeni’ler olduğunu ortaya koyuyorlar.
Osmanlı imparatorluğu Genkur bşk. Gnl. Paul Bronsart Von Schellendorf’un 1915 te doğu cephesindeki gözlemleri, Anadolu’da müfettiş olarak görevli Amerikalı Gnl. James Guthrıe Harbord’un 1919 yılında hazırladığı rapor Türk’lerin haklılığını ortaya koymaktadır.
Birinci Dünya savaşında Türk’ ler Galiçya’dan Yemen’e 15 cephede birden savaşıyordu. Bir de kendisini arkadan vuran tebası Ermeni’lerle de savaşmak zorunda kaldı. Türk’ler en güçlü oldukları devirlerde bile Ermeni’leri daima el üstünde tutmuşlardı. Osmanlı’nın son yıllarında Ermeni’lerden 22 bakan, 33 milletvekili, 29 paşa, 7 Büyükelçi, 11 üniversite öğretim üyesi ve 41 üst düzey yönetici yetişmişti. Böyle bir durum, birliktelik ve içiçelik varken ve bu ahenkli yaşam yüzyıllardır sürmüşken, bir anda Türk’lerin Ermeni’lere soykırım uygulaması olacak şey mi ?
Ermeni iddiaları ise tamamen yalandır.
- isveç’li parlamenter Garton, 2002 yılında Ermeni’lere hizmet eden raporunda; Atatürk’ün 10 nisan 1921 günü mecliste sözde Ermeni soykırımı yapıldığının kabulü konusunda bir konuşma yaptığını yazmıştır. O tarihte mecliste böyle bir toplantı olmadığı, kaydının bulunmadığı kanıtlanmıştır.
- Fransız Pol Dü Vo 1938 yılında yazdığı bir kitapta 27 ocak 1920 günü, Mustafa Kemal’in İstanbul’da çıktığı bir mahkemede, Osmanlı devletini, Ermeni katliamından sorumlu tutan bir konuşma yaptığını yazmıştır.
- Amerikalı Ermeni papaz Nesliyan, bu yalanı 1951 yılında pek çok konuşma ve yazısında kullanmıştır.
- Ermeni yazar Leon Sürmeliyan da 1976 yılında yazdığı bir kitabı tamamen bu yalan üzerine kurgulamıştır.
Bu son üç madde tamamen yalandır. Zira 27 ocak 1920 tarihinde kurtuluş savaşı için Anadolu’da bulunan ve Osmanlı tarafından idama mahkum edilen Mustafa Kemal paşanın o tarihte İstanbul’daki bir mahkemeye çıkmasının imkanı yoktur.
- Rus ressam Vasili Vereşçagin’in 1871 yılında yapmış olduğu kurukafa tablosunu da, üzerine Talat paşanın resmini koyarak, Türk’lerin katlettiği Ermeniler olarak propoganda aracı olarak kullanmaktadırlar.
- Ermeni yazar Aram Andoniyan 1915 li yıllarda Ermeni tehciri ile ilgili olarak Halep
valisi Abdülhak bey ve Talat paşanın imzalarını taklit ederek sahte belgeler hazırlamış ve bunları yazdığı kitapta kullanmıştır.
- 2005 yılında Los Angelos üniversitesinde düzenlenen bir konferansta yer alan Atatürk’ün resmi üzerine montajla Ermeni ölüsü diye yerleştirdikleri çocuk resmi ise Ermeni yalanlarının son örneği ve delili dir. Konferans Vahram Shemmassian, Ardashes Kassakhian ve Levon Marashlian tarafından düzenlenmiştir. Bu kişiler Türkiye’den gitmedirler.
Bugün Fransa ve Amerika’da diasporanın giriştiği aşağılık soykırım oyununa Güçlü Türkiye ve
Azerbaycan, tüm dünyada kökten son vermelidir.
Arşivlerimizi açtık veya büyükelçilerimizi çektik demenin hiçbir faydası yoktur. Arşivler gözlerine sokulmalıdır.
Meclis başkanımız tarafından Birleşmiş Milletler Genel sekreteri uyarılmalı, böyle bir soykırım yaşanmadığına dair kararı, yeniden tüm Dünya devletleri parlamento başkanlarına göndermesi sağlanmalıdır.
Türk’ler, Ermeni’lere soykırım uygulamıştır diyen Fransız ve İsviçre’liler Türkiye ve Azerbaycan’a sokulmamalıdır.
Ermeni’ler çocuklarını Türk düşmanı yetiştirirken, Bugün ülkemizde çocuklarımıza dadılık eden ve kaçak işçi statüsünde çalışan 70-80.000 Ermeni hanım bulunmaktadır. Bunların Ermenistan ekonomisine büyük katkıları vardır.
Tüm sivil toplum örgütleri, üniversiteler, Basın, sanat ve edebiyat çevreleri, iş çevreleri ve tüm kurumlar, gerçekte soykırım uygulamasını Ermeni’lerin Türk’lere yapmış olduklarını en etkin araçlarla Dünyaya duyurmalıdır.
Avrupa ve Amerika Ermenileri, Hem Türkiye’de hem de Ermenistan’da yaşayan Ermeni’lere en büyük düşmanlığı yapmaktadırlar. Her fırsatta Türk’lere karşı kinini kusan ve nefret söylemlerini terk etmeyen, Hocalı soykırımının elebaşılarından olan Sarkisyan’ın iktidarının sonlandırılması için gereken yapılmalıdır.
Bundan sonrası için de süreklilik gösteren önlemlerle, diaspora Ermeni’leri ile anlayacakları dilden usullerle aralıksız mücadeleye devam edilmelidir.
Ermenistan tükenmiştir. Diaspora Ermeni’leri de tükenmemek için bir soykırım masalına sarılmışlardır. Bunu Dünyaya anlatmak için henüz geç kalmış değiliz.