Azerbaycan’ın Eski Büyükelçisi Hulusi Kılıç: “Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri her alanda zirveye yükselmiştir.”
Son iki ay yalnız Türkiye’de değil, dünya genelinde gündem olan Azerbaycan gerçeklerini Türkiye’nin eski Azerbaycan Büyükelçisi Hulusi Kılıç’la konuştuk. Sayın Hulusi beyle röportajı sunuyor ve Hocalı haber ailesi olarak kendisine teşekkür ediyoruz.
Hocalı Haber: Bugün Güney Kafkasya’da yeni jeopolitik durum oluşmakta. Türkiye, Azerbaycan’ın kardeş ülkesi ve stratejik müttefiki. Güney Kafkasya`da Azerbaycan ve Türkiye nasıl bir tutum sergiliyor sizce? Ve bunun ileriye yönelik ne gibi getirileri olacak?
Hulusi Kılıc: Can Azerbaycan’ın 44 gün süren Vatan Muhaberesi sonunda yaşanan tarihi zafer Kafkasya’da yeni jeopolitik bir durum oluşturdu.10 Kasım’da imzalanan 3’lü Ateşkes antlaşması Güney Kafkasya’da yeni ufuklar açtı. Bu barış antlaşmasının 5.maddesi uyarınca oluşturulacak ortak gözlem merkezinde Türk ve Rus barış gücü askerleri görev yapacak, böylece uzun yıllardan sonra Türk askeri Güney Kafkasya’da kardeş Azerbaycan’a bu süreçte destek verecektir. 44 gün süren Vatan Muharebesi sırasında ve sonrasında Türkiye’nin kardeş Azerbaycan’a verdiği siyasi diplomatik ve moral desteği iki ülkeyi birbirine kenetlemiştir. Bölgede güçlü iki oyuncu olmalarının yolunu açmıştır. Gerek Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gerek Prezident Cenap İlham Aliyev bölgede oluşan reallik çerçevesinde işbirliği mesajları vermekte ve yaşananları geride bırakarak Ermenistan’a dostluk eli uzatmaktadırlar. Ermenistan’ın oluşan yeni gerçekle barışması bu ülkeye önemli kazanımlar getirecektir. Her halukarda Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri her alanda zirveye yükselmiştir. Bundan sonra iki kardeş ülkenin birliği, dayanışması ve yardımlaşması giderek daha da güçlenecektir. Başka bir ifadeyle Güney Kafkasya’ya yön veren, barıştan ve iş birliğinden yana olan dinamik yeni bir, güç oluşmuştur. Rusya Federasyonu ile İran arasındaki ittifak hassas bir denge üzerinde sürmektedir. Rusya’nın İran ile ittifakının kaynağı ABD’nin İran’a karşı sürdürdüğü hasım siyasetten ileri gelmektedir. İran ile ABD arasındaki ilişkilerin normalleşmesi Rusya Federasyonu’nun İran’la ilişkilerini farklı bir boyuta taşıyacaktır. Şu anda yürütülen Politika “Düşmanımın düşmanı dostumdur” politikasıdır.
H.H: Rusya bölgede İran’la müttefik gibi gözüküyor ama ayni zamanda İran`ın bölgedeki yayılmacı politikasından da rahatsız. Bu iki devletin ittifakı ı nasıl devam edecek/ ya da ede bilecek mi?
H.K: Türkiye ile İran arasında yaşanan şiir gerilimi Rusya’da memnunluk yarattığını düşünüyorum. Zira Türkiye’den uzaklaşan İran, Rusya Federasyonu’na daha fazla yaklaşacaktır. Böyle bir durum Rusya Federasyonu’nun çıkarlarına hizmet edecektir. Neyse ki Türkiye ile İran arasındaki şiir gerilimi kısa sürmüş, böylece Rusya Federasyonu’nun beklentileri boşa çıkartmıştır.
H.H: İslam Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en tecrübeli diplomatlardan birisi olan Zarif’in, neden asgari nezaket kurallarını ve diplomatik teamülleri hiçe sayarak İran’ın en önemli komşusunun liderini hedef aldığı hâlâ muamma. Zarif neden rahatsız?! Güney Kafkasya’nın Türkiye’nin olmasını mı istemiyor?!
H.K: Zarif’in Üst Yönetimden talimat almadan kendiliğinden bir açıklama yaptığını düşünmüyorum. Zarif Üst Yönetimin tepkilerinin sözcülüğünü yapmıştır. Zarif’in Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan açıklamasını kabul etmek mümkün değildir. İran yönetiminin verdiği tepkiler İran’da yaşayan soydaşlarımızı da rahatsız etmiş ve onların Azerbaycan ve Türkiye’ye duydukları sevgiyi daha da artırmıştır. Doğal olarak İran Türkiye’nin bölgede yer almasından rahatsızlık duymaktadır. Özellikle Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin yarattığı birliği ve gücü İran’ın kendisine karşı tehdit olarak gördüğünü değerlendiriyorum.
H.H: Türkiye Azerbaycan’la beraber Güney Kafkasya’da müttefik. Ermenistan’ın durumu belli…Gürcistan’ı nereye koyacağız bu süreçte?! O halının neresinde Gürcistan?!
H.K: Gürcistan hem Türkiye’nin hem Azerbaycan’ın stratejik müttefikidir. Azerbaycan’dan Türkiye’ye giden petrol, doğal gaz ve demir yolu hatları Gürcistan üzerinden geçmektedir. Dolayısıyla Gürcistan her daim Türkiye ve Azerbaycan’ın yanındadır.3 ülke arasında 3’lü işbirliği mekanizmaları mevcuttur. Gürcistan’ın Rusya Federasyonu ile ilişkilerinin iyi olmaması Gürcistan’ı Türkiye ve Azerbaycan’a daha fazla yaklaştırmaktadır. 44 günlük Vatan Muharebesi sırasında Gürcistan’ın kara sınırını ve hava sahasını Ermenistan’a kapatması Azerbaycan ve Türkiye tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Kısaca Gürcistan, Türkiye ve Azerbaycan’ın doğal ve stratejik müttefikidir.
H.H: Türkiye’nin, Ermenistan’ın Karabağ işgalini sona erdirmesi için Azerbaycan’a verdiği destek Türkiye’nin iç siyasetinde az da olsa bazı çatlak seslerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu güruh örneğin Türkiye’nin “Radikal Grupları” Bölgeye Taşıdığı İddiasını ortaya atmakla kimin eline oynuyordu sizce?!
H.K: HDP’nin PKK’nın bir uzantısı olduğu sır değildir.17 Kasım’da TBMM’de kabul edilen Azerbaycan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkereye HDP karşı oy kullanmış ve ayrıca Fransız Senatosu’nun 25 Kasım 2020 tarihinde aldığı sözde “Karabağ Cumhuriyetinin” tanınmasına ilişkin tavsiye kararına TBMM’deki 4 siyasi parti’nin ortak bildiriyle tepki verirken HDP ortak bildiriye katılmamıştır. CHP içindeki bazı çatlak sesler verilen tepkiler sonucu susmuşlar ve söylem değişikliğine gitmişlerdir. Türkiye’nin bölgeye “Radikal Grupları” taşıdığı asılsız iddiasını ortaya atmak Ermenistan’ın değirmenine su taşımak olarak görülmektedir. Bu konuda yaklaşımımız “bizimle olmayan, bize karşıdır.”