Bugün Güney Kafkasya, Orta Doğu ve Hazar havzası milletimizin yaşam ve etki alanlarındandır. Dünün ipek, baharat, kimyasal yolları bugün enerji yollarına dönüşmüş, baharatın yerini petrol ve gaz almıştır. Bu bölgede Dünya’nın 70 yıl ihtiyacını karşılayacak bir enerji birikimi mevcuttur. Bugün bu alan içinde ve enerji hatları üzerinde Türkiye ve Azerbaycan yer almaktadır. Onun içindir ki bugün Dünyanın gözü bu bölgede ve bu iki kardeş ülke üzerindedir. Eski Osmanlı Türk İmparatorluğunun yerini, Büyük Ortadoğu Amerikan İmparatorluğu almıştır. Birinci Dünya savaşının emperyal ülkelerinin sömürü emelleri bitmiş değildir. Fikren ve ilmen gelişememiş Arap dünyası, hakim güçlerin oyuncağı haline getirilmiş, uydurma mezhep kavgaları ile tüketilmekte, zenginlikleri batılı şirketlere doğru el değiştirmektedir.
Bölgede sömürü peşinde koşan güçler, 100 yıl evvel Türk’e karşı kullandıkları Ermeni’leri bugun de kullanmaktadır. Rus İngiliz ve Fransız’ların azdırdığı Ermeni’ler, Azerbaycan ve Anadolu Türk’ünü daime sırtından hançerlemiş, 1915 yılında Van ve civarında 180 000 insanımıza, 1918 yılında Yalnız Bakü’de bir günde 17 000 insanımıza soykırım uygulamış, Müslüman Türk ve Kürt iki milyon insanımızı yok etmiştir. İşledikleri cinayetlerin katliam ve soykırım hareketlerinin ve de Hocalı’nın kanı henüz kurumamışken, tüm dünyayı uydurma bir soykırım masalı ile üzerimize saldırtmaktadırlar. Düşmanlıkları bir türlü bitmemiştir. Bugün bile okullarında çocuklarına Türk düşmanlığı aşılamakta, ayyıldızlı bayrağımızı yakmakta veya çocuklara çiğnetmektedirler. Diaspora veya Ermenisten Ermenisinin hayatta kalabilmelerinin, asimilasyondan kurtulmalarının tek yolu Türk düşmanlığıdır. Halbuki Türkiye’de Türk çocukları, kaçak işçi statüsündeki 80 000 kadar Ermeni dadı kucağında büyümektedir.
2015 yılı Ermeni yalan dolan yılıdır. Amerikan Senatosunu, Avrupa Parlamentosunu ve Papa’yı emellerine alet edebilmek için var güçleri ile propogandalarını sürdürmektedirler. Bu etkinliklerini İstanbul’un göbeğinde bile demokrasi adına çekinmeden uygulayabilmekte ve İstanbul’da bir gazeteci için yaptıkları anma gününü, şuursuzca sözde soykırım oyununa çevirmektedirler. Amerika ve Avrupa’dan birçok hain, Türkiye’deki işbirlikçileri ile Sözde soykırım ve anma töreni, Ermeni propogandası ve ecdadımıza küfür amaçlı toplantılar düzenlemek üzere Türkiye’ye gelme hevesindedirler. Bunlar kesinlikle Türkiye’ye sokulmamalı, sınırdan geri çevrilmeli, milletimize hakaret edilmesine müsaade edilmemelidir.
2015 yılında Ermeniler, çok büyük paralarla yüzlerce kitap ve broşür bastırdılar. Sözde Ermeni müzeleri kurdular, heykeller diktiler, Dünyanın pek çok ülkesinde parlamentoları zorladılar. Biz de elimizden geldiğince insanlarımızı ve tüm dünyayı uyarmaya çalıştık. ülkemizde sayısız etkinlikler düzenledik ve düzenlemeye devam etmekteyiz. Başta İstanbul Başkonsolosu Sayın Hasan Zeynalov olmak üzere Azerbaycandan gelen bazı Milletvekillerimizle birlikte konferans, açık oturum ve toplantılar düzenledik. Bu yıl Dışişleri Bakanlığımız da Papa ve ülke liderleri üzerinde büyük etki sağladı.
24 nisan aynı zamanda Çanakkale kara savaşlarının başladığı gündür. Emperyalist güçlerin belini kıran, yenilmez denilen orduları perişan eden Türk, Çanakkale’de tarihindeki en büyük destanlardan birini, bir cehennem savaşı destanını kanla yazmıştır. Bu yıl bu destanın 100. Yılıdır. Düşman, yaşanmamış uydurma bir sözde felaketi kendilerine acındırmak için kullanarak törenler düzenlerken, Türkler, Çanakkale’de tüm hakim güçleri ezerek, yazdıkları destanı kutluyor. Hem de denize döküp perişan ettiği düşmanları ile birlikte. Onun içindir ki Çanakkale Destanı, dünyada eşi benzeri bulunmayan bir destandır.
Çanakkale törenlerine birçok devlet lideri katılacak. Rusya Meclis Başkanı Sayın Sergey Narişkin’in Çanakkale’ye, Ermenistan’daki uydurma törene ise Sayın Putin’in katılacağı belirtilmektedir. Putin’den ricamız, bir Dünya lideri ve Rusya’da yaşayan 35 milyona yakın Müslüman ve Türk’ün de lideri olarak, Ermenistan’daki törene katılmamasıdır. Rusya’da yaşayan Türk’ler, Rusya için Ermeni’lerden önemlidir. Sayın Putin 7. Dan iyi bir judocudur. Bu ricamızı, ayrıca 8. Dan sahibi yüksek dereceli bir judo öğretmeni, spor adamı olarak tekrarlıyorum. Judocular, her yönü ile giydikleri judo elbisesi gibi temiz, bembeyez ve pırıl pırıldır. Sayın Putin, Ermeni yalanlarına aldırış etmeyip, saf ve temizlikten taviz vermemelidir. Aynı dileğimizi Dünya Hristiyan aleminin lideri Papa’dan ve özellikle Türk Ermeni patriği ve Ermenistan Patriğinden de rica ediyoruz.
Batılıların haçlı zihniyeti ile Ermenistan’a verdikleri desteğine karşın, üçyüz milyon Türk’ün ve bir milyar Müslümanın sessizliği ise düşündürücüdür. Ermeni’lerin bu büyük propaganda uğraşlarına karşın, Türk tarihçileri, kültür adamları, siyasileri ve yazarları maalesef sessiz kalmaktadır. Bizim tüm çabalarımız ve dualarımız barıştan ve kardeşlikten yanadır. Ermeniler düşmanlıkları bırakıp, barış için çaba sarfetmelidir. Onların can suyu Türkiye ve Azerbaycan’dadır. Ayrıca unutmasınlar ki devlet kurdukları topraklar Azerbaycan/Türk topraklarıdır.
Bugün Türkiye ve Azerbaycan, birbirine her zamankinden daha yakın olmak zorundadır. fikir, bilim, . kültür, tarih, turizm, sanat, siyaset, spor ve iş adamları, daha sık bir araya gelmelidir. Batının materyalist ve haçlı zihniyeti taşıyan projelerine ve bölge üzerindeki hain emellerine karşı daha aktif, manevra kaabiliyeti yüksek plan ve projeler üretilmelidir. Bir Çanakkale Savaşı, ve bu savaşta Azerbaycanlı 3000 şehit, Kafkas İslam Ordusu Harekatı, Mustafa Kemal Paşa, Neriman Nerimanov, Hocalı Soykırımı, Haydar Aliyev’in milletimiz için sözleri bizler için hep birer köprü olmuştur. Bu köprüleri daha çok kurmak gerekmektedir.